Patlamış Mısırlar

Patlamış MısırlarSevdiğin cümleler dökülüyor içime. Hani oturmuştuk denizin kıyısında ama ruhumun ve ruhunun tam ortasında. Aklımız nasıl da dökülmüştü, kumlar gibi ufacık kalmıştık. Tüm evrenin ışığı içimize akmıştı… Hep bunu düşündüm. Fenerleri düşündüm sonra. O güzel fenerleri. Tek tek yakmıştık. Sanırım hiç yaşlanmayacağım.

Bir keresinde ‘yaşlanıp eskimekten korkuyorum’ demiştim sana, hatırladın mı? Artık yavaş yavaş yok oluyor bu düşünce içimde. Çürüyen bir karahindiba gibi değil, ellerini birbirine sürttüğünde başkalaşan soğuk gibi… Belki bir gün hiç ummadığım bir anda yaşlanabilirim. Bilemiyorum. Ama henüz değil. En azından bu yüz yılda değil.

Okumaya devam et “Patlamış Mısırlar”

Psikolog Süreyya Bey

Psikolog Süreyya BeyO sabah yine Zübeyde Hanım’ın getirdiği çayımı yudumlarken günlük gazetelere şöyle bir göz atıyordum. Yan tarafta ise yazı işlerinden Canan ile saymanlık memuru Suna hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. Önceleri hiç ilgilenmedim. Ama o kadar ateşli bir şekilde ve yüksek sesle konuşuyorlardı ki ilgilenmemek imkansızdı. Suna çok dertliydi. Bunca yıldır saçını süpürge ettiği hayırsız kocası, bugüne kadar yaptıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de kumasını eve getirmek istiyormuş. Yana yakıla “Haydi içkisine, kumarına alıştım, hep öbür kadın yokmuş gibi davranıyorum” diyordu. Sonra da ağlamaklı “Ama bir de kumayı eve almak… Hayır işte buna razı olamam.” Ama bunca yıldan sonra, üç çocukla kendisini bile zor geçindiren babasının yanına dönmesi de imkansızdı. Bu çaresizlik de haliyle ruh sağlığını bozuyordu ve bizim zavallı Suna büyük bir bunalım içindeydi.

Okumaya devam et “Psikolog Süreyya Bey”

Afrodisias

Afrodisias16 Temmuz 2017

Sabah yedide yola koyuluyor, hızla Yatağan yoluna sapıp köy kahvaltısı yeri aramaya başlıyoruz. Çok geçmeden aradığımızı buluyor şirin bir köy evi biçiminde düzenlenmiş kahvaltı mekanında Afroodisias’ın bizi beklediğini bilmemize rağmen bir saatimizi burada harcıyoruz.

Kahvaltıdan sonra Yatağan’dan sola, sonra sağa dönüyor; Kavaklıdere yoluna sapıyoruz. Kavaklıdere’den sonra Haydere yoluna saptığımızda bizi muhteşem manzara eşliğinde dağ yolu karşılıyor. Zor bir yolculuk; ama değer bu manzara için. Afrodisias’ı gördükten sonra bile bu yolun güzelliğinin sohbetini yapmaktan kendimizi alamıyoruz.

Okumaya devam et “Afrodisias”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2025