Anadolu’m güzel yurdum
Türkü türkü sevdim seni
Senle güzel düşler kurdum
Türkülerle sevdim seni
Ninni olmuş ağıtlarla
Yanık yanık bozlaklarla
Söylediğim hoyratlarla
Hece hece sevdim seni
Anadolu’m güzel yurdum
Türkü türkü sevdim seni
Senle güzel düşler kurdum
Türkülerle sevdim seni
Ninni olmuş ağıtlarla
Yanık yanık bozlaklarla
Söylediğim hoyratlarla
Hece hece sevdim seni
Bürodan çıkarken çok farklı duygular içindeydi. Çünkü iş başvurusu kabul edilmişti. Armatör Muzaffer Bey rahmetli babasının hatırına, ona uygun bir iş bulup, bir kuru yük gemisinde kamarot olarak çalışmasını kabul etmişti. Geminin seferi tam da okulun yaz tatiline uygun olacaktı.
Bürodaki müdür yardımcısının anlattığına göre, gemi Bodrum Güllük limanından yüklediği feldispat denilen maden cevherini Florida’nın Tampa limanına boşalttıktan sonra, dönüşte Honduras’tan alacağı kurşun konsantresini Rotterdam’a götürecekti. Son olarak oradan yüklenecek kağıt hamuru ile de İstanbul’a dönecekti. Bu sefer için iki buçuk ay öngörülüyordu ki, dönüş tarihi tam da okulun açılmasından bir hafta öncesine denk geliyordu. Çok sevinçliydi.
Ardımda öyle uzun bir mektup bırakmadım.
Sadece “elveda” yazdım.
Kalemi masada bırakmadım,
Pusula olsun diye yanıma aldım.
Fenerin ucuna yıldız taktım.
Hiç bitmesin diye ışığım,
Bilinmezlikte yol alırken