Bazen konuşmak ister insan… “Ben” diye başlayan cümleler “sen” olur “biz” olamaz bazen eksik kalır “o” cümleler konuşamaz insan.
Bazen de susmak ister insan… Kafasındaki milyon sesle konuşur da karşısındakine susamaz insan!
Bazen güvenmek ister insan… Önüm arkam, sağım solum demeden güvenir her insan, sobelenirken hiç kimseye “güvenemez” olur insan.
Bazen gitmek ister insan… “Gitme” denilmesini beklerde belli edemez dur da diyemez kendine gitmek isterse gider her insan.
Bazen korkar insan… Bir geçmişten bir geleceği göremez korkarak yaşar “bugünü” her insan.
Bazen öfkelenir insan… Söylenmemesi gereken her cümlesi öfkesi olur savurur ağzında, yaşar “o” anı her insan.
Bazen her kimse “o” insan… Konuşmak isterken sustuğunu, gitmek isterken kaldığını fark eder. Hatırlamaz dünü sormaz bugünü ne zamanı ne de yüzleri hatırlar bazen insan. Yaşama telaşında sıkışıp kalmış anıları da hep unutur insan…
Bazen ne kendini tanır insan ne de karşısındakini… Bu yüzdendir kimsenin kimseyi tanıyamaması, anlayamaması…
Deriz ki bazen her kimse “o” insan… “Böyledir”, “şöyledir” diye…
Biliriz aslında inandığımız gibidir her insan.