Şöyle bir şey var ki herkeste olmayan mesuliyet hissi!
Bir insan ırkçıysa, faşistse kendi çıkarları uğruna yalandan konuşmalarla her gün ağız değiştirebiliyorsa “ben” diyip kendi gibi olmayanı ötekileştiriyorsa, baş olmuş değil hiç olmuş kişidir.
Şöyle bir şey var ki herkeste olmayan mesuliyet hissi!
Bir insan ırkçıysa, faşistse kendi çıkarları uğruna yalandan konuşmalarla her gün ağız değiştirebiliyorsa “ben” diyip kendi gibi olmayanı ötekileştiriyorsa, baş olmuş değil hiç olmuş kişidir.
Kimsenin kullanmadığı bir dil kimsenin görmek istemediği bir göz, kimsenin duymak istemediği o söz ve kimsenin hissetmediği bir kalp!
Size de garip gelmiyor mu insanların kendileriyle yabancılaşmış halleri?
Düşmanca hisleri kaskatı kesilmiş bedenleri! Size de rahatsızlık vermiyor mu “hep ben” diyen bencillikleri?
Gören herkes için renklerin bir anlamı, bir hissettirdiği vardır; fakat görmeyen biri için renklerin anlamı, sadece duydukları ama bilmedikleri tanımlamalardan ibaret olacaktır.
Mesela mavi deseniz; o mavi, bir gökyüzü olmayacaktır ya da bir deniz değildir. Mavi, görmeyen biri için belki gökyüzünün sonsuzluğu, belki de bir denizin dalgası olacaktır. Kim bilebilir bir mavinin neler hissettirdiğini ve bir tuvale kim resmedebilir? İşte şimdi size Eşref Armağan‘dan söz etmek istiyorum. Renkleri, nesneleri parmak uçlarıyla hisseden sonra da zihninde canlandırıp muhteşem eserler yaratan sanatçı, 1953 doğumlu doğuştan görme engelli bir ressamdır. Hiç görmediği nesnelerin sadece maket modellerine, parmak uçlarıyla dokunarak onları en güzel şekilde resmedebilme yeteneğine sahiptir.
Okumaya devam et “Dünyayı Sadece Parmak Uçlarınızla Hissedebilir misiniz?”