Sevgiden öyle uzaksınız ki, size ve kıymet verdiklerinize sevgiyle gelenlerde illaki art niyet arıyorsunuz.
Çocuğunuzu severken, başarılı bir öğrenci olmasına göre puanlıyor, sakin hareketleri varsa razı oluyorsunuz. Sabahları iş arkadaşlarınıza günaydın derken, demezsem kesin altında bir bok arar diyerek yarım ağızla günaydın diyorsunuz. Sevgilinizi sadece siz mutluyken seviyor, ihtiyacınız varken o ne durumda olursa olsun o anda hemen yanınızda istiyorsunuz. Yolda yürürken gülümsemiyor, sokakta hayvan görünce pistliyor, düşkün gördüğünüzde tiksiniyorsunuz.
Yaşadığınız hayatın güzelliklerini kendinize, berbatlıklarını karşınızdakilere mal ediyorsunuz. Yanlış yapabilme ihtimaliniz yok. Hele ki yanlış gördüğünüze, o yanlışa sizin yönlendirme ihtimaliniz? Yok canım o bozuk bir kere hadi oradan diyorsunuz. Yanlışlıklara sessiz kalma ve hatta buna zevkle eşlik ve teşvik etme ihtimallerinizi saymıyorum bile.
Eminim o hiç tanımadığınız, tanımaya dahi çaba harcamadığınız kız mini etek giydiyse kesin eşinizi sevgilinizi ayartmaya çalışıyordur. Bir kimliği, zekası, kalbi yoktur.
Eminim o hiç tanımadığınız ve tek lafı ile con con ilan ettiğiniz kaslı adam mutlaka ki eşinizi sevgilinizi yoldan çıkarmaya çalışıyordur. O hale gelebilmek için saatlerce çalışması, yeme düzenine dikkat etmesi, araştırması bilgi sahibi olması filan hele hiç önemli değil.
Oturduğunuz yerden o yüksek kaba etinizi kaldırmadan parmağınızı ona buna sallayabilirsiniz çünkü. İnsanları dış görünüş ve ön yargı ile sığ bir şekilde yaftalarken; o çok sevdiğiniz eşinizi dostunuzu bile “sen de bu kadar sığ ve iğrençsin kesin tav olursun böyle şeylere ondan ben şeyapıyorum ya hak ver” diye acımasızca imalıyorsunuz.
Üzerine ahkam kesip, olmayan ahlak yargılarınızla, olmayan samimiyetinizle Dostluk, arkadaşlık ve sevgiyi öyle bir kirletiyorsunuz ki; vallahi şu velet yaşımda hayretler içerisindeyim. Güneş elmayı tatlandırırken, biberi acılaştırırmış. Kabahat güneşte değil, karakterde. Asla gerçekten sevgiyi tatmamış, sevip sevilmemiş; dost edinmemiş, etik bilmeyen bütün biberler adına insanlıktan özür diliyorum, elma olmak güneş görünce güzel.
(Not: Bu yazıyı okurken üzerine alınan olduysa şayet, bana mı laf gönderiyor ya bu demekten önce, neden üzerime alındım ki ben bunu noktasında biraz kafa yorarlarsa daha faydalı olur gibime geliyor. Ama eminim alınanlar her şeyi benden daha iyi biliyorlardır. :) )