Bir hücumdu yalnızlığa
Sisten sıyrılışı hecelerin
Aymaz bedenini puslu geceden kalma deyimler
Değer mi, partizanca söylemlerime sindirilen saygısızlıklar?
Bir türden son ilikleniş yalnızlığa
Vaktin varsa otur bu son masaya
Belki sofradan eksilmiştir ekmeğin kokusu
Belki yağdırılmıştır aşkta fakirlik bir cürüm
Son tütününü sarmıştır işçi sofrasında bir el
Bütün varlığını fütursuzca harcayan bir kısrak gülümsemiş
Sinen sen değil ellerin der gibi
Belki töhmetlerin birikmiş yol kenarlarında
Sana kalan çoğul türkülerim bana kalan yalana sıkışmış hercai
Bütün varlığım bir kısrağın gülümsemesi
Aymaz bedenini puslu geceden kalma deyimler
Terk-i diyarı sarmışsa irtica türküler
İyilik kisvesi sinmişse yasalarına!
Vaktin varsa otur bu son masaya
Yalnızlığıma, yoksulluğuma
Batan bir özlemdir çoğul birikintiler
Kırgınlığına gebedir söylemlerim
Kaç intihar kaç volkan aklar bu kirliliği
Sayma yıllar geçti
Gençliğimize karalanmış bir yangın
Sofradan eksiltmiştir pişirdiği ekmeğin tadını
Halka sefalet düğündür
Bütün varlığımız bir kısrağın gülümsemesinde
Doyur kendini
Yalnızlıkla
Yoksullukla
Son masada!