Lethe

LetheKibriti çaktım omzuma
Gönlümün parçası yangınları besler belki diye
İçimde sütliman bir aşkı büyüttüm
Sanıp derinden o alevi tutuştum
Sanmak mı yanılgıdır aşkın açan o çiçeği
Düş satar gülüşüne
Korkutur, köşe başını bekleyen zaptiyeleri ve adileri
Acısı ağzındadır alev alışı sözlerin
Treni durmaz artık özlemlerin
Hepsini satıp bini bir paraya zaptiyelere
Ardiyelerin gürültülerine bahaneler arayıp
Geri çağırmak mümkün mü o gülüşünü
Ama kırılmıştım bir kere
Işıksız bu gönlüm

Okumaya devam et “Lethe”

Kalbimde Kaçak Var

Kalbimde Kaçak VarKalbimde kaçak var
Ardiyelerin utangaçlığında çalıyor davul sesleri
Kalbimde kaçak var
Yaralarını bileyip kesiklerini sağlamlaştıran tınılarla
Kalbimde saçak var
Kan revan olan benim, dikenleriyle
Kayan bileklerin tutunamadığı zeminlerde
Muğlak adamların muğlak sevgileri
Sıcaklığı eritiyor sağlamlığını
Erimez denilen direkleri

Kaçak:
Sızan ben miyim sıcaklığında
Sarhoşum, yalın ayak ağlıyorum istasyonlarda
Yıkılmaz denilen direklerin ağırlığı üstümde
Sarhoşum, meydanlarda izini arıyorum avutulmuş voltalarda
Kalbimde kaçak var, bunu bir saçak söylüyor
Okumaya devam et “Kalbimde Kaçak Var”

Kurbağa Yalbako

Kurbağa Yalbako“Öpersem prens olur musun?”
Bir zamanlar sevginin yeşerdiği ırmak kenarlarında
-Likya’da- yüzlerce kurbağa yaşarmış. Bu kurbağalardan Şino, farklı bir görünüşe sahipmiş: Turuncu renkli burnu, masmavi gözleri, sarımtırak bir vücudu, kederli bisküvi kıvamında garip lekeleri varmış. Bu lekeler, ona annesi Heket’ten yadigarmış. Meğer anne Heket, -yalancı kurbağa- Yalbako’ya âşık olmuş.

Okumaya devam et “Kurbağa Yalbako”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024