Hayatıma kimseyi sokmamış olmayı çok isterdim. Ne birilerinin kalbini kırmış olmanın verdiği üzüntü ne de benim kalbimi kıranlar, öyle söylendiği gibi beni hayata hazırlayıp büyütmedi ne yazık ki.
Siz hiç karşınızdakine daha fazla hayır diyemediğiniz için, o kişiyle bir ilişkinin içinde buldunuz mu kendinizi? Peki çok dürüst olduğunuz için pişman oldunuz mu? Size yalanını itiraf edip, özür dileyen ve bir şans daha isteyen kişi tarafından tekrar kandırıldınız mı?
Karşımdaki kişiyi sevsem de sevmesem de, kırılmaması için genelde kendimi kırmayı tercih ettim hep. Bazı şeylerin sonunu iyi hesaplayamamış olacağım ki hayatımda aptallıklarımla övünür hale geldim.
İnsanların yalan söylediklerini bildiğim halde bir yanım hep inanmak için diğer yanımla mücadele etti, ve ne yazık ki saf olan hep kazandı. Yaklaşımların hep sevginin adımları olduğunu düşünürdüm, bundan ders çıkarabilmeyi de çok isterdim ama hala insanların içindeki kötüyü görmezden gelmeye devam ediyorum.
Üzgünüm, alıştığım özlediğim insanlar var diye.. Onların dürüstlük adına yazdıkları şeyleri okudukça ne kadar sahte olduklarını gördüğüm için üzgünüm.. Daha temiz olabilirdik bence..
Yeşilçam filmlerindeki acemiliği çıkardığımızda, o izlediğimiz saf görüntüleri yaşayabilirdik.. Para ve unvan için bu kadar savaşmasaydık belki gerçekten sevebileceğimiz kişilerle beraber olabilirdik..
Dolduramadığımız maneviyatımızı, fikirlerimizi uyuşturarak aramazdık belki de..
Ben şuan durdurup zamanı geçmişe baktığımda nasıl kirlendiğimi izliyorum gülümsediğim her karede ve sabırsızlanmıyorum geleceğim için.
Bitiş noktasındayım, kazanmadığım bir yarışta..