Karşıyaka’dan Konak’a gitmek üzere durakta otobüs bekliyordum. Normalde vapuru tercih ederim. Vapur sefasını hiçbir şeye değişmem. Ancak gitmek istediğim yere yakınlık açısından otobüs güzergahı daha çok işime geliyordu. Bekleme esnasında seksen yaşlarında bir ninenin bana doğru yürüdüğünü fark ettim. Bir elinde bastonu, pırıl pırıl görünen kıyafeti, bembeyaz, kıvırcık saçları, o saçların tamamını kapatmayan örgü beyaz bir beresi ve yuvarlak gözlükleriyle o kadar şirin görünüyordu ki.
Nine git gide bana yaklaştı. Otobüs numaralarını göremeyince gençlerden yardım isteyen yaşlılardan biri olsa gerek diye düşündüm. İyice yaklaştı, ona doğru eğilmemi istedi ve kulağıma şunu fısıldadı: Rujun var mı?
Evet tahminimde yanıldım. Böyle bir soru soracağını asla tahmin edemezdim. Gülümsedim. Aslında kahkahayla gülmek istedim, ninenin şirinliğine. Fakat yanlış anlamasından korktum. Onunla dalga geçeceğimi düşünmesini istemedim. O soruyu sorarken ki sevimliliğine gülmek istedim esasında. Yine de tuttum kendimi.
Toplum olarak böyle insanları ayıplama huyumuz vardır ya ne yazık ki. Yaşına başına bakmadan ruj sürüyor denir ya. Yakıştırılmaz niyeyse. Ölüme daha çok yakıştırılır herhalde o yaşa gelindiğinde insan. Halbuki insan her yaşta sevmeli hayatı diye nutuklar atarız yeri geldiğinde.. İşte bakın, hayatı o yaşına rağmen seven, coşkuyla yaşayan bir nine..
Zaten o da dalga geçmeyeyim diye belki de, kadınların makyaj yaparken arkasına gizlendikleri bahaneler vardır ya hani, çok solgun görünüyorum, biraz renk gelsin yüzüme der gibi tatlı bir bahane uydurdu: “Dudaklarım çatlamış da”. Hiç böyle çıkmazmış. İlk defa rujunu evde unutmuş…
Bu diyalog ile günümün geri kalan kısmı neşe içinde geçti. Bu hayat dersi tokat gibi çarptı yüzüme. Biz seksen yaşımıza geldiğimizde bu enerjiyi, bu motivasyonu bulabilecek miyiz acaba kendimizde? İlk bu soru geldi aklıma. Genç yaşımızda bu kadar yorgun hissederken kendimizi, o yaşlara gelebilirsek şayet, ruj sürebilecek dermanımız kalır mı bilemiyorum.
Şunu düşündüm sonra; kadın her yaşta kadındır.
İçinizdeki yaşama coşkusunu nine ve dede olduğunuzda dahi kaybetmemeniz dileğiyle…