Bazen acısa da silmek gerekir geçmişi, yaşanmış güzel günleri, sevdiğinin bakışını, gülüşünü.. acıtsada söküp atmak gerekir.. sana göz yaşlarımın eşliğinde yazdığım son yazım… sana baktıkça tükenmekten yoruldum.. sensiz her günde tökezlerken ben, senin hayatı koşa koşa yaşaman zoruma gidiyor…
Acı çekmeye alışkın yüreğim bu kadar can çekişmedi… son nefesini veremiyor kalbim.. Yağmur yağıyor yine.. ve aklımdan hiç çıkmıyor.. biz hiç yürümedik yağmurun altında..
Bir de hiç aklımdan çıkmıyor sen beni hiç sevmedin aslında.. sevmedin cümlesini yazmak saatlerimi alıyor. En acısı bu.. bütün bedenime bıçaklar saplanıyor.. gözlerimde şiddetli yağmur.. kalbim son dakikalarını yaşayan biri gibi… ya çok hızlı atıyor ya da duruyor… nefes alamıyor gibi oluyorum bazen.. sonra yine fotoğrafına bakıyorum.. unut diyorum kendi kendime… unut…
Her şeyin başlangıcı ve bitişini düşünüyorum şuan.. acımasızlık akıyor her bir hücrenden.. bir kalple oynamak, bir hayatla, hayalle oynamak.. günah… çok büyük günah… veda etmeyi sevmem demiştin… o yüzden sırtını dönüp gittin.. ben senin gibi değilim.. bak sana veda ederken bile neler biriktiriyorum satır aralarımda..
Vazgeçtim artık birgün gelip kapımı vurursun diye beklemekten
vazgeçtim başkasına gülen gözlerinden..
vazgeçtim benim olmayan kalbinden..
vazgeçtim sevmekten..
Dün gece kabuslarla uyudum sabaha karşı.. yüzümden düşen bin parçaydı.. bu kararı vermek bana yabancı.. ama, belki, keşke demeden hayatımdan çıkartmalıyım seni.. sana hoşçakal demeyeceğim… senden nefret de etmeyeceğim.. belki zor olacak ama unutacağım.. bugün bunun için kendime söz veriyor ve yemin ediyorum.. başka ellerde gününü gün ederken sen, ben hayatı erteleyemem..
Gözyaşlarımın yanağımda kuruduğu anda satırlarımı bitiriyorum
ben sana böyle veda ediyorum..
sana son kez yazıyorum..
son mektup gibi..
darağacında asılı kalan aşkımızın sandalyesini itiyorum..
Aşk, sevgi, tutku gerçekten cesareti olana, yüreğiyle sevmeyi bilene ve vazgeçmeyene yakışır..