Ruhunu Rahatlat

Ruhunu RahatlatYazmaya ortaokul yıllarımda başladım. Çok sevdiğim Türkçe öğretmenimin tavsiyesi üzerine bir günlük edindim. Düzenli olarak yazdım.

Kendimi buluyordum yazdıkça. Anlatmaya çekindiğim duygularımı aktarıyordum. Kimi zaman öfkelerimin, kimi zaman sevinçlerimin izdüşümü oluyordu günlüğümdeki satırlar. Hala saklarım. Okudukça gülümserim. Yazmak konusunda, gördüğüm her yazarla konuşurum ve hepsinin ortak söylemi şudur: “Yazdıkça yazılarındaki gelişimi çok net göreceksin”. Doğru da.

Okumaya devam et “Ruhunu Rahatlat”

Angara’nın Dışı

Angara'nın DışıBu ay Angara’nın dışına gidiyoruz seyahatimizde. Yani diyeceksiniz ki güzelim Ankara, üstelikte başkentimize bu çocuğun yakıştırdığı bu tasvir de ne? Ne bileyim, gülmek iyi gelir diyor sağlığa. Biz de aramızda bir eğlence yaptık bu sözcüğü, motive de etti bizi. :)

Gördük Angara’nın dışını. Türlü türlü amaçlar söz konusu gezmek için.
Örneğin, ilki oluşturduğum mutluluk projesi anayasasına dayanıyor;
“Her ay en az bir defa şehir dışına seyahat yaparım”
Bir de anayasamızın ilişkili maddeleri var gezmeyi zorunlu kılan;
“Her ay en az bir seyahat yazımı sevdiklerimle paylaşırım.”
“EnginDergi’ye her ayın 13’üne kadar yazımı gönderirim.”

Okumaya devam et “Angara’nın Dışı”

Takıntı

TakıntıYeni aldığım ayakkabıların kırmızı bağcıklarına bir kez daha dikkatle baktım. Pek bir çirkin, olabildiğince sevimsiz; kırmızı bağcıklar!!! Ne alakaydı. Uyumsuzdu. Oracıkta karar verdim, derhal ayakkabıları değiştirecektim. Bu değiştirme fikri, ağır hastalığıma ilaç gibi… Tek ilaç! Tek çözüm!

Asansörün bozukluğunu yadırgamadan koygun renkli koridorun bitimine, merdivenlere yürüdüm. Tüm basamaklar boyunca ayaklarım merdivenlerden inerken, gözüm hep kırmızı bağcıklara takıldı. Tam başa belaydı. Okumaya devam et “Takıntı”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2025