Yine Ankara’nın müthiş soğuğunda uyandım bu sabah (sevdiklerim aklıma düştü, içimi ısıttı bir anlık durum). Yataktan kalkarken hissettim o esintiyi. Yorganımı çektim boyumca. Her ne kadar beş dakika sonrasında kalkmam gerektiğini bilsem de gözlerimi biraz daha kapatmak huzur verdi bana…
Perdemi açtım. Baktım ki yağmur bulutları… Yine onlar ah dedim içimden, giyecektik yine paltoları, çekecektik botları…
Yüzümü yıkadım. O soğukluk birden uyandırdı beni.
Bu ay Angara’nın dışına gidiyoruz seyahatimizde. Yani diyeceksiniz ki güzelim Ankara, üstelikte başkentimize bu çocuğun yakıştırdığı bu tasvir de ne? Ne bileyim, gülmek iyi gelir diyor sağlığa. Biz de aramızda bir eğlence yaptık bu sözcüğü, motive de etti bizi. :)
Ankara’ya ilk kez beş yaşındayken gitmiştim sanırım. Aklımda, gece boyunca gördüğüm, saymaya çalıştığım sokak lambaları kaldı. O gün bugündür sevmem zaten gece yolculuklarını.