Yine sonbahar…
Mevsimlerden Ekim, Kasım…
gidiş mevsimi…
Sevgiliden gidiş, adresi olmayan bir şehre,
bir bilet alıp en zamansızından terkediş sevgiliyi
gitmek… kaçar gibi soluksuz, plansız, ansızın
gitmek… ruhundan öteye
sanki (+) sonsuzdan (-) sonsuza gider gibi…
sonsuzlukta kaybolur gibi…
sonra ardından cevaplanamamış türlü sorular…
giden midir terkeden yoksa kalan mı??
terketmek… içinde sitemi, küskünlüğü barındıran görünüşte güçlü ama bi o kadar aciz kelimecik.
insan neden terkeder? kimdendir bu kaçış? kimedir? bilir mi terkeden aslında sadece bedenin adım aldığını? aslında ruhun, aklın, kalbin terkettiği o mekanda o zamanda, o renkte kalacağını…
ben bildim…
asıl marifetin terketmekte değil de, dönmemeyi bilmekte olduğunu bildim…
Emine Doğan