Bugün özgürlük uyandı. Kimse fark etmedi. Karanlığın içinde mavi bir ışık belirdi. Güneş parçası gibi bir şey yeryüzüne indi. Kimse fark etmedi.
Mavi saçlı kız göründü ormanın derinliklerinden. Üstünde tozlanmış şifon elbisesi, elinde parşömen kağıtlarından bir deste vardı. Destede yazılı bir ezgi mırıldandı. Özgürlüğün melodisiydi bu. Sesi yükseldikçe kuşlar uyandı, mine çiçekleri açtı. Söğütler dallarını eğdi.
Yürümeye başladı Mavi Saçlı Kız. Çıplak ayaklarıyla bir adım attı çakıl taşlarının üzerine. Toprak yeşillendi, buğdaylar filizlendi. Ezgisi devam ederken, yürekler burkuluyordu şimdi. Ceylanlar koşmaya başladı. Çiy tanecikleri parıldadı papatyalar üzerinde.
Mavi Saçlı Kız ağladı. Ama kimse fark etmedi. Şimdi narin, kırılgan sesinde durulmaya başlamıştı ezgisi. Sonuna yaklaşıyordu. Hafifçe eğildi ve reverans yaptı ormana. Eteklerini tuttu ve oturdu. Eliyle gözyaşlarını silip çimlere uzandı. Gökyüzünün maviliklerine doğru baktı.
“Özgürlüğün rengi maviydi,
Baharı tekrar getirdi.”
Gözlerini kapattı. Kimse fark etmedi.