Her şeyin başı Sağlık!

Her şeyin başı Sağlık!Her şeyin başı SAĞLIK! denir. Denir de öyle mi davranılır ki… Her daim olduğu üzere onun da değeri kaybedildiğinde anlaşılırmış. Keşke anlaşılsa, kaybettiğimizde bile kıymetini yeterince kavrayabildiğimizi hiç zannetmiyorum. Sağlık da ulvi değerler gibi sevmeyi öğrenip barışık yaşayabildiğimiz bir kavram olamamış, çoğunlukla korku timsali anlamlar yüklenmiştir.

İnsanoğlu korkusuz doğar, korku sonradan öğrenilir ve öğretilir. Öğrenilen korku çoğunlukla faydalı olmakla birlikte öğretilen korkunun genelde zararı dokunmaktadır. Bir çocuğa ateşin sıcak ve yakıcı olduğunu ne kadar öğretmeye çalışsanız da ateşe değmeden, eli yanmadan nasıl öğrenebilir ki gerçekten. Büyüklerimiz ne güzel söyler, bir musibet bin nasihata bedeldir diye! Söylerler de buna rağmen bin kez de olsa nasihat etmekten geri kalmazlar.

Okumaya devam et “Her şeyin başı Sağlık!”

Tilkiler ve Corcavado Sorunsalı…

Tilkiler ve Corcavado Sorunsalı…Mart ayının da gelmiş olması zihnimde oluşan, zaman hızla ilgili tüm rekorları kırıyor, kendi rekorunu da düşüncesini iyice pekiştiriyor. Yine kendime, kendimce sorduğum onlarca soruyla başbaşayım. Kafamda dolaşan kırk tilkinin kırkının da kuyruğunun birbirine değmemesi olayı ise fena halde canımı sıkıyor. Mucizelere ihtiyacım var galiba. Mardin’in Sürekli ilçesinde rutin kazı çalışmaları yapılırken iş makinalarının kepçelerinden yüzyıllar öncesinden kalma altınların toprakla birlikte havaya saçılması gibi misal…

Okumaya devam et “Tilkiler ve Corcavado Sorunsalı…”

Kıyıdan Köşeden

Korkular; korkak yaşayan kalplerini de korkarak öldüren insanlar tanıyorum… Nefes alarak son bulan, seslerinden anlaşılır yalnızlıkları kelimelerle boğuştukları bellidir çoğu kez fark edilmez gölgeleri… Zaman mıdır? Korkuları hiçe sayan… Korkular değil midir? Elini kolunu bağlayan adımlarını küçücük attıran… Korkulardır; bedene hükmetmeye başladığı zaman bir adım atamayacak kadar felç olmuşluk getirir ruhuna… Nefesler zamanı delicesine içine çeker o an, sanki gölgelerin büyüklüğü altında fark edilmez kaçışını izlersin zamana yenik düşen yine korkudur…

Korkulardır; çok uzağa yolculuklar yaptıran duraklara yakın indirmek istersin korkularını ama o! seni öyle bir hapsetmiştir ki ruhuna “son durağa kadar yanında olacağım seni rahat bırakmayacağım!” seslerini işittirir, beyninde yankılanır… Nedenler, sonuçlar, sorular doldurulmamış boşlukların bilinmeyen cevapları hepsi seni beklerken korkularla yüzleşmemişlik en çok o bilinmezlik yorar…

Okumaya devam et “Kıyıdan Köşeden”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024