[Editörün Notu: Yazının ilk bölümü olan Genç Werther’in Çelişkisi ve Platonik Aşk Üzerine ‘1 isimli paylaşımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.]
“Birine gereğinden fazla değer verirseniz ya onu kaybedersiniz ya da kendinizi mahvedersiniz.” diyor Samuel Beckett. Bu düşüncedeki biri Lotte’ye, kendiniz sözcüğü ise Werther’e karşılık gelmektedir. Verilen değer Werther’in Lotte’ye olan arzusu, kaybetmek, Lotte’nin kaybedilmesi ve söz konusu mahvoluş da Werther’in intiharıdır. Beckett’in sözü Werther’in durumuyla tamamen örtüşmekte, durum tarafından olumlanmaktadır. Değerin gereğinden fazla olması özne ve nesne ilişkisiyle ilgilidir. Werther’in gereğinden fazla değer verdiği oldukça açıktır. Ancak buraya kadar anlatıldığı üzere, Werther’in varlığının tek işlevi tüm enerjisini Lotte’ye arzu duymak üzere kullanmasıdır.
Werther verdiği değerin niceliğini ya da niteliğini ayırdedecek konumda değildir. Bu Werther için önemli de değildir. Fakat onun içinde bulunduğu bu durum Beckett’in dediği gibi Lotte’yi asla kazanamayacağını göstermektedir. Nesne bu arzunun devam etmesi ve giderek artması için kendini asla özneye teslim etmeyecektir. Eğer bunu yaparsa, özne artık arzu duymayı büyük oranda bırakacaktır. Çünkü su içerken susayamaz ve sahip olduğunuz bir şeye arzu duyamazsınız. Fakat özne ve nesne arasındaki Lotte ve Werther ilişkisi devam ettiği sürece, Lacan’ın deyişiyle arzu dairesel bir hareket kazanır. Belli bir kreşendo üzerinden ilerlerken tam tamamlanacağı anda istenç başa döner. Bu ne tam olarak öznenin ne de nesnenin yaptığı bir şeydir. İkisinin organik bağı sonucu oluşmaktadır. Eğer nesne koşulsuz bir biçimde özneyi uzak tutarsa, bu durumda nesne özneyi kaybedecektir. Bu nedenle nesne, özne ile arasındaki mesafeyi sürekli kontrol eder. Çok uzaklaşmasına ve çok yaklaşmasına izin vermez. Ara sıra küçük dokunuşlara izin verir ancak asla kavramasına olanak sağlamaz.
Öznenin istediğine ulaşmaya yönelik inancını besler, ancak ulaşmasına izin vermez. Kedinin fareyle oynadığı gibi oynar özneyle. Ancak kedi ile fare metaforundan farklı olarak bu durumda fare kedinin kendisiyle oynamasından memnundur. Vurup devirmesinden, kaçmasına izin verip tekrar yakalamasından, ara sıra tırnaklarını etine batırmasından şikayetçi değildi fare. Kedi ise fareyi öldürmekten daima kaçınır. Eğer fare ölürse kedinin artık oynayacağı bir oyuncak kalmayacaktır. Bu yüzden fareye belirli düzeyde baskı uygulama yoluna gidecek ve daima belirli uzaklıkta ve yakınlıkta bulunmasını sağlayacaktır. Werther’in fare olduğunu düşünürsek onun intihar yolunu seçmesi, kediyi artık oyuncaksız bırakma amacını gütmektedir. Werther’in de fare gibi çektiği acıyla ilgili çok büyük bir sorunu yoktur. Ona asıl acı veren de nesneye yaptırım uygulayamaması, ondan bir şey alamaması ya da nesnenin ona bir şey vermek istememesidir. Bu nedenle nesnenin elinden özneyi, yani kendini alarak, onun eylemine ket vurmaya yönelir.
Goethe’nin eserinde Lotte’nin intihar niyetinden haberi olmaz. Bir başka örnekte, Martı oyununda Treplev’in intihar edeceğinden kimsenin haberi yoktur. Nina’nın ise hiç yoktur. Treplev de Werther’in konumundadır ancak onu umutsuzluğa sürükleyen başka etkenler de mevcuttur. Önemli olan iki karakterin nesnesinin de onların kendilerini öldüreceklerinden haberleri olmamasıdır. Eğer Lotte Werther’in kendini öldüreceğini bilseydi buna kesinlikle karşı çıkacaktı. Bunu ona değer verdiğini söyleyerek değil, yaşamaya hakkı olduğu için, bunu en çok hak eden insanlardan biri hatta en çok hak eden insan olduğunu söyleyerek yapacaktı. Çünkü Lotte için yaşamayı Werther’den fazla hak eden kimse yoktur yeryüzünde. Çünkü kedi fareye ne kadar muhtaçsa, ihtiyaç duyduğu arzulanmayı karşılamak için Lotte de Werther’e o derece muhtaçtır.
Böyle bir çağrının yapılmasıyla da Werther intihardan kesinlikle o an için vazgeçecek belki daha sonra nesne kendini tekrar geri çektiğinde intihar edecektir. Ancak böyle bir çağrı gerçekleştiği anda Werther intihar etmekten vazgeçecektir. Çünkü artık nesne özneye tepki göstermiş, ona muhtaç olduğunu ifade eden eylemde bulunmuş, dolayısıyla özneye bir şey vermiştir. Bu Werther’de bir süreliğine sahip olma, kazanma duygusu yaratacak ve arzusuna bir nebze olsun ket vuracaktır. Fakat nesne bunun devam etmesine izin vermeyecek belki bir dahaki sefere, ihtiyaç duyduğunu kaybedecek olsa bile öznenin kendisini yok etmesine sırf, ona hoş duygular yaşatmamak adına izin verecektir. Özne ve nesne arasında karşıdakine iyimser duygular yaşatmamak üzerine kurulu gerilim ortaya çıktığında Beckett’in bahsettiği mahvoluş gecikmeden gelecektir.
[Editörün Notu: Yazının devamı niteliğindeki Genç Werther’in Çelişkisi ve Platonik Aşk Üzerine ‘3 isimli paylaşımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.]