Yüreğimin düzlüklerinde yeşerirdi sevi çiçekleri
Her nefeste üflerdim düne ait günüme üşüşen kara bulutları
Ateşe verirdim zihnimdeki eşsiz hüzün resmini
Harlanan alev hiç sönmesin diye aklımı saklardım kuytu köşelere
Gözlerimi indirmezdim göğün göğsünden
Sonra sus pus olur dinlerdim kuşların kanat seslerini
Kulağım hep kapının çıngıraklı zilindeydi
Elim o kitabın sayfalarını okşardı hafiften
Yırtardım usanmadan takvim yapraklarını
Olurda bir gün umut türküleri yankılanır diye ruhumun derinlerinde beklerdim uçuşan perdelerin ardında
Tıpkı uslu bir çocuğun ödül bekleyişi gibi
Gecenin hoyrat renginden ulaşmak için günün aydınlık yüzüne…
İçimde hep bir çocuk telaşı, hep aynı rüyanın heyecanı
Ama gün ağardığında aynada gördüğüm hep bana yabancıydı yabancı…