Bazen vedalaşmak gerek sevdiklerinle, istemesen de… İçin burkularak, canın yanarak kabullenmek gerek gidişini. Çaresiz bakakalmak hiçbir şey yapamadan sessizce vedalaşmak gerek. Ne yaparsan yap dönüşü olmayan o sonsuz yola uğurlamak, devam etmek yoluna…
Yarım yamalak, eksik paramparça, bir başına, öyle yana yıkıla değil dimdik, onurunla, boyun eğmeden zorluğa, nefes almak gerek sorgusuzca; biliyorum, yine de elde değil sormadan devam etmek bu yola.
Sarılıp sevdiğini söyleyemeden, son bir kez sesini duyamadan, uğurlamak zor da olsa, kabullenmek gerek… Biliyorum biliyorum da bu başka bir gidişti; soğuk bir şubat gününde ansızın çekip gitmen niyeydi, neydi telaşın, yine kötü bir şaka mı yoksa?
Anladım ki bu gidişin farklıydı. Tek bir kez göremeden, en ağırıydı yolculuğunun, sen giderken o bilmediğimiz yolda. Biz nasıl katlanacaktık buna? İlk gidişin değildi oysa ama anladım ki dönüşün yok aramıza… Oysa bak hala ellerim soğuk ısıtamadım senden sonra, saçlarım da hep dağınık, kimse taramadı bir daha. Kimse öyle güvenle bakamadı bir daha suratıma. Sana çok kırgınım, biraz da kızgın baba…
Neydi acelen, seni yoran neydi anlayamadım. Bu gidişin hiç yakışmadı sana baba… Biliyorum sen de kızıyorsun bana, elimde değil hala soruyorum bunu sana. Gece karanlık bastığında odamda sarılıyorum hep başucuma gelen ruhuna. Sesin geliyor kulağıma, usulca fısıldıyorsun artık sorma haydi devam et yaşam denen oyununa…
O ses içimdeki kendi sesim biliyorum. Duymak istediğim sözler uçuşuyor etrafımda. Kendi gözlerimle görüyorum baktığım her şeyi senin için, bazen bir kuşun kanadında, bir bulutun ardında, kayan bir yıldızın ışıltısında görüyorum suretini. Bazende bir şarkının ezgisinde duyuyorum sesini…
Ben hala o bıraktığın gündeki küçük kız çocuğuyum baba… Öyle yalnız bir başına! Ne çok ihtiyacım var bir bilsen sana. Kokunu özledim, seni çok özledim baba. Hiç yakışmadı inan bu gidişin sana.
Merak ediyorum sen de özlüyor musun beni baba? Ne desem boş, anlamsız. Bir o kadar çaresizim inan bana. İçim acıyor, bir yanım eksik, içim bomboş baba. Neden tek söz söylemeden çekip gittin o sonsuza? Aradan geçen onca zamana yenik düşüyorum bir kez daha ve ben sana sarılmayı çok özlüyorum baba…