Sıkıştın. Şimdi kati suretle ve çelişkiye mahal vermeyen kesinlikle sıkıştın. Tüm yolların tıkandığı, yollara açılan patikaların bile gözden kaybolduğu bir çaresizlikle sıkıştın. Sıkışmayı tüm alt anlamlarıyla ve tüm çağrışımlarıyla bedeninde ve kaotik bir yapıya bürünmüş, anlamsız, anlamlandırmaktan yoksun hale gelmiş, sakat ve garibe bilincinde hissediyorsun.
Sıkışmakla başlıyor tüm kaos. Sıkışma. Sıkışma. Hareketsiz kalıyorsun. Olduğun yeri yalnızca işgal ediyorsun. İşgal ettiğin yerde yalnızca bulunuyorsun. Bulunmak senin için tek varoluş biçimi haline geliyor. Yalnızca bulunuyorsun. Bir an sonra küçük, çok küçük bir harekette bulunuyorsun. Hareket en somut anlamını yitiriyor. Fiziksel bir durgunluk sarıyor bütün maddesel varlığını. Hareket maddesel varlığından zihnine sızıyor. Tüm deliklerinden zihnine sızıyor. Giderek doluyor ve taşıyor. Ne kadar taşsa da dolmuyor. Taştığı halde dolmaya devam ediyor. Hissediyorsun. En somut hissiyatı yitirmişsin. Maddesel hislere karşı duyarsızlaşıyor varlığın. Hissediyorsun. Zihninde ilerleyen, sürünen, birbirini kemiren, hareket eden düşünceleri hissediyorsun.
Yargı cümleleri, soru cümleleri, arzu cümleleri ve dilekler. Çaresizlik. Hissediyorsun. Kelimeler, isimler, duygular, küfürler, uzuv isimleri, niceliksel ve niteliksel kelimeler. Dur. Dursun istiyorsun. Durmak bilmeden, mutlak bir enerjiyle, tüm mevcut enerji kaynaklarını tüketerek devam ediyor işlemeye. Sözcükler ve cümleler. Çok geçmeden sözcükler duygulara dönüşüyor, cümleler ızdırap veren işkencelere. Dursun istiyorsun. Mutlak bir hareketsizliğe bürünüyorsun. Dışarısı durursa içerisi durur yanılgısına düşüyorsun. Hareket devam ediyor. Anlık bir uyuşma yaşıyorsun. Çözüm ve çare arayışına giriyorsun. Durmuyor. Bütün sözcükler, bütün cümleler ve bütün duygular tek bir duyguda bütünleşiyor. Korkuyorsun. Korku tüm zihnini işgal ediyor. Korku tüm zihinsel aktivitenin içine sızıyor ve dokunduğu, temasa geçtiği her şeyi kendi bünyesine alıyor. Korku kendi içinde çeşitleniyor. Bir şeyden başka bir şeye dönüşüyor. Başka bir şeyden her şeye evriliyor. Korkuyorsun. Korku haline geliyorsun. Korku fiziksel varlığını ele geçiriyor.
Saklanmak istiyorsun. Saklanabilecek bir delik arıyorsun. Sahip olduğun tek deliğe dönüyorsun. Fakat sahip olduğun tek delikte yalnızca korkuyorsun. Zihninin hayal ediyorsun. Zihnin kendini hayal ediyor. Sürüngenler ve kemirgenlerden oluşan dev bir lağım çukuru görüyorsun. Her şey birbirine bağlanıyor. Her şey bir diğerinin içine geçiyor. Her şeyin rengi ve şekli bir diğerine karışıyor. Ne yapacağını bilemiyorsun. Korkuyorsun. Olaylardan, olgulardan, ihtimallerden ve maddelerden korkuyorsun. En çok da duygulardan korkuyorsun. Korktukça acıyor, acıdıkça daha çok korkuyorsun. Ellerin kafatasının ötesine geçemiyor.
Hastalık. Hastalık fikri doğuyor. Korkunç bir zihne sahip olduğunu fark ediyorsun. Hangi hastalığı yakıştırsan yetişmiyor. Her şey giderek hızlanıyor. Her şey giderek daha belirsiz hale geliyor. Yalnız göğsün. Yalnız göğsünde dev bir kütle kilitleniyor. Aklın damarlarından göğsüne sızıyor. Aklın avuçiçlerine sızıyor. Sık sık şok oluyorsun. Sık sık korkunu hatırladıkça şok oluyorsun. Korku yalnızca mikro saniyelerde unutuluyor. Zihnin senden bağımsız bir egemenlik kuruyor. Sen yalnızca korkmak için varoluyorsun. Kaçıyorsun. Kaçmak gerekiyor. Tüm enerjini, zihnininden arta kalan, kırıntılı bir enerjiyle kaçmaya odaklanıyorsun.
Hayır odaklanamıyorsun. Odaklanma melekeni çoktan yitirdiğini algılıyorsun. Giderek daha çok algılıyorsun. Algıladıkların korku imparatorluğunun bünyesine giriyor. Algıladığın her şey seni korkutuyor. Sözcükler, insanlar ve en çok da görüntüler algılıyorsun. En çok görüntülerden korkuyorsun. Görüntüler zihninde ardı arkası kesilmez bir sırayla ilerliyor. Tekrar tekrar ve tekrar. Kaçmak istiyorsun. Zihnini soyunup, arta kalan tüm et ve kemiğinle kaçmak istiyorsun. Arkanda bırakıp bir daha asla zihnine dönmemek istiyorsun. Nereye gidersen git zihnin peşinden geliyor. Nereye saklanırsan saklan her zaman en yakınında, hiçbir şeyin daha yakın olamayacağı bir yakınlıkla zihninle karşılaşıyorsun.
Boşalma ihtiyacı. Boşalmak istiyorsun. Kendinin, ben dediğinin yalnızca zihnin olduğunu kavrıyorsun. Zihnin kendi kendini kavrıyor. İlk defa varoluyorsun. Varlığın yalnızca korkuyla anlam buluyor. Bunu sana kimin ya da neyin yaptığını merak ediyorsun. Her şey yapıyor. Tekrar algılamaya dönüyorsun. Algıladığın her şey sana yapıyor. Yalnızca sana yapanları algılıyorsun. Bunu sana algılamak yapıyor. Algılarını kapatmayı arzuluyorsun. Zihnin izin vermiyor. Zihninin kendin olduğunu hatırlıyorsun. Mutlak bir çelişkiye düşüyorsun. Kendi kendinle çelişiyorsun. Zihnin kaosa alışıyor. Kaos sürekli kendini yenileyen bir vürüs gibi zihnine çöküyor.
Gündüzleri bazen nefes alıyorsun. Gece olunca tekrar boşalmak istiyorsun. Kafanda bir delik açma arzusu duyuyorsun. Arzular duyuyorsun. Annen geliyor aklına. Anneni arzuluyorsun. Kaçmaktan çoktan vazgeçtin çünkü kaçamıyorsun. Zihni durdurmanın tek yolunun içini boşaltmak olduğunu anlıyorsun. Bir delik açarak tüm sürüngenleri ve kemirgenleri zihninden boşaltmak istiyorsun. Belki bir delik açıyorsun fakat daha çok korkuyorsun. Açtığın delikten zihnine doluyor tüm görüntüler, sözler ve suretler. Küçük çaplı rahatlamalar keşfediyorsun. Bir an sonra hiç olmadığı kadar şiddetli biçimde tekrar baş gösteriyor kaos. Tekrar küçük çapta rahatlıyorsun. Rahatlamaların kısacık anlara sıkışıyor. Kısacık anlar her zaman geri dönüşlere sebep oluyor ve her defasında daha şiddetli bir şokla karşılaşıyorsun. Korkuyorsun. Belirsizlik seni çıldırtıyor.
Bağlanıyorsun. Bağlantılarının korkulara sebep olduğunu anlıyorsun. Giderek daha çok anlıyorsun. Parçalıyor, bölüyor, izliyor ve dokunuyorsun. Anlıyorsun. Anlamayı anlıyorsun. Yalnızca izliyorsun. Anlamak müdahale etmene olanak vermiyor. Yavaş yavaş yokoluşu izliyorsun. Kendi kendini tüketen bir varlığı izliyorsun. Kendi kendini tüketen bir varlığa evriliyorsun ve tükeniyorsun. Giderek, her saniye biraz daha hızlı, her saniye biraz daha fazla tükeniyorsun. Bırakıyorsun. Tamamen ve kesinlikle bırakıyorsun. Ancak böyle rahatlayabiliyorsun. Tükenirken, tüketirken, kabul ederek rahatlıyorsun. Azalıyorsun. Azaldıkça daha az korkuyor, azaldıkça daha az acıyorsun. Çünkü bitiyorsun. Seni korkutacak varlığın kendi kendini tüketiyor. Az sonra biraz daha azsın. Az sonra çok daha azsın ve biraz sonra tamamen tükeniyorsun.