Gözyaşımı gerçek sanma
Aşkındır dökülen gözlerimden,
Üzüntüme aldanma
Nefretimdir akan yüreğimden,
Yalnız saçların değil
Siyah olan kömürden,
Artık içim de karadır
En derin geceden.
Engin Yazı Denizi
Gözyaşımı gerçek sanma
Aşkındır dökülen gözlerimden,
Üzüntüme aldanma
Nefretimdir akan yüreğimden,
Yalnız saçların değil
Siyah olan kömürden,
Artık içim de karadır
En derin geceden.
Sana ilk şiirim olsa,
Anlarım çicek açarken doğum sancısını
İlk yağmuru düşse şehrimin,
Bilirim erken ölüm kaygısını,
Kayda geçmez eşgalim aşka düşerken,
Dizleri yırtık nasılsa kalbim.
Kelimelerim bozuldu oynarken,
Cümlelerim ulaşmaz sana,
Kalbine değemem.
Yine bir hastane macerası daha… Nasip bu bayramı da burada geçirmekmiş. İlgi alanlarımın başında teknoloji, ekonomi, tıp ve psikoloji geliyor oluşunun yanısıra, küçüklükten beri pek içli dışlı olmuşumdur sağlık sektörüyle. Hani sürekli hastalanıp ilaç kullanıp iğne olmaya alışkın çocuklar vardır ya, ben onların bir üst versiyonuyum…
Okula başladığımda aşıdan kaçıp ortalığı velveleye veren çocukları görünce çok şaşırmıştım. Gerçi bu durum -daha önce de bir yazımda dile getirdiğim üzere- çocuklarımızı hep iğneci teyzelerle korkutma kültürümüzün bir parçasıydı aslında.