Keder; gözü yaşlı, gamzesiz ihtarın yorgun, yaşlı gözlerinde.
Dokunsan da ağlıyor, dokunmasan da ağlıyor.
Tuzlu sular göz kapaklarında birikmiş, yüzünde tebessümün derin izleri yok.
Kırışmış bir yüzden göz kapaklarının altından geçen sonsuz bir nehir gibi; derin ve bulanık.
Yıkanmayan tozlu, siyah saçlar, tuzlu ve acımsı sulara yakışmayan yeşil gözler, elma yanaklar, içki yüzünden kuruyan dudaklar, sigaradan sararmış inci dişler, neydi ihtiyari bu hale getiren şey; aşk mı?
Yoksa yoksulluk muydu?
Aşk bu kadar zalim olamazdı.
Aşk; kalbi, dudağı ve dişleri yok ederdi. Umutları, tebessümleri, gamzeleri, hayalleri, keşkeleri yok edemezdi.
Bunun adı olsa olsa yoksulluktu…