Hikaye şöyle:
Adam başka bir kadını sever, öyle bir sever ki evinin yolunu unutur. Evin yolu deyince, adam evlidir… Evlilik cüzdanında basbayağı fotoğrafı vardır… Gel gör ki kalp bu, yürek bu hiçbir şey dinlemez… Aşk! Çoluk çocuk ve sevgili eş evde onu beklerken, o kendisinden biraz küçük olan sevgilisi ile vakit geçirmekte ve bulutların üstünde uçmaktadır… Kanatları ha çıktı ha çıkacaktır. Buraya kadar tamam…
Koca karısını aldatmaktadır. İş seyahatleri yalanı, toplantılar ve müşteri ile yenen yemekler biraz abartılınca asıl kadın konuya vakıf olur. Biraz takip, biraz sorgu, bir cep ve o cepte duran telefonu karıştırmaca ile her şey ortaya çıkar… Eh kadın da aptal değildir. Buraya kadar da tamam…
Kadın kocasını yakalar… Adam bir an için cesaretli davranır; “Evet! Seni aldatıyorum! Aşık oldum!” der ve demesiyle geri adım atması bir olur… “Aslında ben karımı seviyorum, eşek kafam ne ettim der” evde dolana dolana… Manyak mıdır nedir? Kazık kadar olmuş çocuklarından utanır… Neredeyse dede olacaktır, ne aşkıdır bu şimdi? Buraya kadar da tamam…
Adam kopup gitmeye cesaret edemez. Her eğlencenin bir sonu vardır ve bitmelidir. Gel gör ki ikinci kadın, yani sevgili için iş öyle değildir… Kullanılıp atılmış bir mendil gibi olamaz o… Çemkirmeler, höykürmeler, böğürmeler, ağlamalar… En sonunda iki kadın birbirine girer… Adam senin olacak, adam benim olacak… Biri diğerini ahlaksız olmakla, diğeri de ötekini iyi bir eş olmamakla suçlar… Bu da tam oldu… Her şey yerli yerinde…
İki kadın birbirini yerken adam da ikisini birden teskin etmeye ve ikisini de ayrı ayrı sevdiğine ikna etmeye çalışmaktadır… Bütün isteği bu fırtınanın dinmesi ve onun yalan dünyasının eski haline dönmesidir. İkna faaliyetlerine devam etse, bunu sürekli yapamaz… Onun da bir canı vardır… Bir hata etti diye hayatı karartılmamalıdır. İnsanın gücü de bir yere kadardır… Fazla üstüne gelmesinlerdir. Her an niyeti bozulabilirdir.
İki kadın birbirini yerken, adam başka bir kadına aşık olur… Aşk bu işte, insanın karşısına ne zaman çıkacağı belli olmaz! Soluğu başka bir ülkede alır adam… Başka bir ev, başka bir hayat, başka bir kadın… Duyduğumuza göre de gününü gün etmektedir. Başkası için sürdürülen savaşlar, kaybedilmeye mahkumdur herhalde… Kazananı olmaz o savaşın… Bu olayın başka bir ana fikri de olamaz… Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir… At kim onu bir türlü anlayamıyorum işte… Baba fikri de budur olayın!