Hayat, düzen, alışkın olduklarımız tam tersi olsa nasıl olurdu acaba.
Her daim gökkuşağı olsa, kaybolunca yağmur yağsa; çiçek arının özüne bal bıraksa; gökyüzünde deniz dalgalansa, ayağımızın altında bulut… Balıklar kanatlanıp uçsa, kuşlar yüzse… Kelebek bin yıl yaşasa, kötüler bir gün. Sesler ağzımızdan çıkmayıp, dışardan bedenimize girse…
Belki aslında sadece böceğiz, bir sabah uyandığımızda insan olup Kafka’yı anlamaya başlamışızdır.