Genç olmanın verdiği dayanılmaz hafiflik ve enerji ile sabah erken kalkmış ve yola koyulmuş okula gidiyordu. Tek yaptığı buydu. Ders saatinden iki saat önce evden çıkmıştı. Kalabalık bir şehirdi yaşadığı yer. Üniversite okuyordu, iyisi mi büyük şehirde okunmalıydı. Çok çalışmak gerekmiyor, biraz sınavın gizemini çözebileceği kadar bilgili dershanelerden torpil alabilirdi. Ama bunlardan habersiz çok çalışmıştı: Ülkenin en “modern” büyükşehirlerinden birinde üniversiteye girmişti.
Şehir büyüklüğünü göstermişti, okula yakın bir evde kalmasına izin vermemişti. Devletin ona her ay yol parasından biraz fazla, kitap parasından daha az olan kredisi yeterli olamazdı. Geri ödeyeceği kredisini de şimdiden düşünmeye başlamıştı. Ama daha çok vardı aslında mezun olduktan sonra iş bulurdu geri ödemek için. Bir de askerlik vardı. Ne ara bu kadar borçlanmıştı hatırlayamadı. Kira, kitap vs. masrafları için işe girmeliydi, ama akşam olsa fena olmaz, gece çalışır sabah okula gider(miy)di.
İş bulmuştu bulmasına ama “öğrenci” iken aldığı maaş kıpırdaması için yeterli olamıyordu. Kendi yaratmadığı düzenine devam etmeye karar verdi. Yine sabah kalkıp üç, yer yer beş vasıta ile okula gidiyordu. Günden güne sabah okula gitmek, gece çalışmak, sabah derse gitmek, gece işe… yoruluyordu. Yetişemiyordu. Zaman geçiyordu ama alışıyordu.
Ne zaman kendini yorgun hissetse ona sık sık hatırlatılan bir sıfat vardı kendine getiren: “Gençsin, çalış”, “gençsin daha”, “gel gel gençler var yer verirler” (ona bakıyorlardı, gençti o zaman yer vermeliydi), “gençlik ölmüş” (bazen de kendini gençliğin gerektirdiklerini yerine getirmediği için yaşamıyor olarak görüyordu.) Genç olmanın şartları neydi ki herkes onu bulup ona göre davranıyordu?
Tanım: Belirli yaş aralığında olmak gençliktir.
Açıklama: Bu aralıktaki gençlerin aklı başında değil, hormonlarındaydı, her şey onlara kötü örnek olabilirdi, engellemek gerekirdi, onları sürekli uyarmak, mümkünse olaylara, siyasete yaklaştırmamak gerekirdi.
Kötü örnek ne olabilirdi: Mesela adaletsizlik, haksızlık, kendinden olmayanı dışlama, şiddet.
Örnek: Adaletsizlik;
Bir yazar yapmadığı bir suçtan dolayı yargılanmış, hapse girmiş ve peşini bırakmamışlardır.
Etkisi: Korku, suskunluk ve güvensizlik, kitap okumaktan çekinme.
Örnek: Haksızlık
Etkisi: Güvensizlik, öfke, isyan, isteksizlik
Örnek: Kendinden olanı dışlama
İnanç, renk, cinsel tercih konularında çoğunluğa uymuyorsan dışlanırsın. Hem de herkes tarafından.
Etkisi: Yalnızlık, asosyallik, iş bulamama, işten atılma, intihar
Örnek: Şiddet
Yukarılardan bir erkek, sürekli televizyonlarda nüfusun yarısı olan kadınları, kadın, kız diye ayırmaya kalkıyor sonra da yok sayıyorsa ondan gördüğünü uygulayabilir.
Örnek: Askerlik
Etkisi: Ölüm korkusu, öfke, şiddet uygulama isteği
Ama bunların hiçbirini okumuyordu gazetelerde; gençlere kötü birer örnek olacak şey pornoymuş ve interneti kısıtlayacaklarmış bu sebeple. Hem de porno yüzündenmiş. En son ne zaman porno izlediğini düşündü, hatırlamadı, istememişti ve açmamıştı son zamanlarda.
Önceki gece işten çıkmış, sabah otobüsle okula giderken bunları düşünüyordu. Her otobüste diğerlerine göre bir genç vardı. Bir kadın onun dalgınlığını, gençliğini, fırsat bilip, çantasından tuttuğu gibi onu yanına çekti:
– Yanaşsana ne duruyorsun sıkıştı insanlar, bir de genç olacak.
Oturanlardan şimdiki gençl.. diye uzatmalı vakit dolduran konuşma sesleri yükseliyordu. Demek ki daha genç olmamıştı. O zaman otobüse binmemeliydi, gençse yürümesi gerekirdi, okula kadar.
Otobüsten inmek istedi, alışverişe, güne çıkmış “gençler yüzünden” koşturamamış, hep oturmuş kilo almış bir kadının poşetlerine takılarak düşmek üzereydi ki biraz önce çantasına asılan, işi kimin yanında boşluk varsa onu takip etmek olan kadın yetişmişti.
– Aa dikkat et, uyuyor musun, oturan teyzeyi ezecektin.
Evet anca uyuyor olabilirdi. Gençler hem enerjik hem uykucu olurlardı.
Şimdiki gençti o:
Para kazanabilmek için iş arayan, iş bulabilmek için şehir değiştirerek yalnız yaşamaya başladığı, üniversite okuyabilmek için dershane parasını ancak annesinin ek iş yaparak çıkarabildiği ve şu anda üniversiteyi bitirebilmek için çalıştığı, uyukladığı…
Trafiğin, kalabalığın o zaman bu kadar olmadığı, yormadığı bir genç olmak isterdi. Bisikletle okula, işe gitmek, çimlerin üzerinde istediği gibi uzanarak kitap okuyacak kadar vakti ve yeri olmasını dilerdi. Bunlara karşı çıkmak isterdi. Daha iyi bir hayat süreceği umudunu taşımak isterdi, eğer mevcut durumdan tahmin etme yeteneği olmasaydı.
Muhalifliğini göstermek istiyordu, ama işe gitmesi gerekti ve iş arasında masasında ancak internetten muhalif çağrılar yapmak istediğinde, eleştiri yaptığında bir gün tutuklanacağından ve gençliğini yaşayamadan yitireceğinden endişe duyuyordu.
Fotoğraflar: eyma