Her gün çevrenizde şanslı veya şanssız olduğunu söyleyen insanlarla karşılaşıyorsunuzdur. Kimileri şanssızlıklarından dert yanıp, şansın bir türlü onları bulmadığından dem vururken kimileri ise, şansları ile övünüp hep dört ayak üstüne düştüklerini dile getirirler. Bunlar hepimizin günlük hayatta sıklıkla duyduğu repliklerdir.
Bu klişe repliklerin hemen arkasından bazı soruları kendimize sorup, düşünce kalıplarımızı yoklamalıyız. Mesela şans nedir? İnsan şansı kendi bulabilir mi yoksa şans mı onu bulur? Bu soruların cevabını pek çok kişi merak ediyordur. Bu cevapları bulmak için biraz başa dönmeliyiz sanırım. Belki de en başa… Şans kelimesinin anlamına… Şans kelimesi, rastlantı sonucu elde edilmiş kazançlı bir durumu açıklamak için kullanılır. Bu açıklamada ki sihirli sözcükler, “rastlantı” ve “kazanç”tır. Rastlantı, herhangi bir emek verilmeden olabilirlik sınırları içinde gerçekleşendir. Bunun yanına bir de kazanç geldi mi; insanlar için inanılmaz caziplikte bir dünya yaratılmış olur. Emek vermeden kazanç elde edilebilecek bir dünya… İşte, bence hepimiz burada yanılgıya düşüyoruz. Çünkü bu kelime insanlarda uyandırdığı bu algının tam tersi şekilde çalışıyor. Emek isteyerek kendi kazanç ortamını yaratıyor. Bu şekilde şanslı veya şanssız varsaydığımız kişiyi buluyor ya da ondan uzaklaşıyor.
Örneğin; sınavı sınırdan kazanan bir kişi için “şanslıydı” demek pek adaletli gelmiyor bana. Sınavı ona kazandıracak çalışmayı göstermeseydi o kişi, o sınıra ulaşacak puanı da alamazdı. Ayrıca şu bir gerçek ki bizler, o kişinin o başarıyı elde etmek için nasıl bir çalışma içinde olduğunu, ne gibi fedakârlıklar yaptığını her zaman bilemeyebiliriz. Bu sebepledir ki bu kişiye “şanslıydı” demek, o kişinin emeğini görmezden gelmektir. O kişinin hakkını yemektir.
Eğer siz hiç kazanabilmek umuduyla piyango biletlerinden satın almamışsanız veya tüm kolonları doldurup sayfalarca talih oyunlarına para yatırmadıysanız; bu oyunları kazanmayı da bekleyemezsiniz. Bu oyunları kazananları da sadece “şanslılar” diyerek geçiştiremezsiniz. Çünkü yapılan araştırmalara göre; talih oyunlarından büyük ikramiye kazanan kişiler, büyük bir çoğunlukla sayıları istatistiksel bir şekilde kullanan ve devamlı bu oyunları oynayanların arasından çıkıyor. Evet, bu tür oyunlar kolay yoldan büyük kazançlar sağlasa da bunların arkasında bile sanıldığı gibi sadece şansın olmadığı da açıktır.
Bu kadar lafın üzerine siz bana hiç hak etmediği halde şansının yardımı ile büyük kazançlar, yüksek mevkiler elde edenleri de sorabilirsiniz. Cevap basit. Siz, şans ile torpil veya haksız kazanç kelimelerini birbirine karıştırıyorsunuz demektir. Çünkü doğadaki hiçbir olgu rastlantısal değildir. Her şey bir döngü içinde muntazam şekilde gerçekleşmektedir. Siz de bu sistemin alt parçası olarak bilmelisiniz ki emek vermeden hiçbir netice elde edemezsiniz. Emeğin olduğu yerde ilahi adalet vardır. İlahi adaletin olduğu yerde ise, zaten kişi kendi şansını kendi yaratır.