Sanat yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesidir. Sanat özgürlük alanıdır ve bu özgürlük alanına sansür hiçbir şekilde yanaşmamalıdır.
Siz eğer, sanatınızı ifade edemezseniz özgürlük alanlarınız bertaraf edilmiş olursa anlatmak istedikleriniz yarım, düşünceleriniz korkunun eşiğinde anlaşılamazsa, “sanatta ifade özgürlüğünü” yok sayarak sözüm ona çokta ileri bir demokrasiden söz etmiş olmazsınız.
Sanatın önüne çıkartılan engellerle “toplumun hassasiyetleri” ile ilgili gerekçeler sunularak sansür olarak adlandırılmadan meşrulaştırılmaya çalışılması sanatı engellemekte, düşünceleri kısıtlamakta ve en kötüsü de hayal gücüne ambargo konularak yaratıcılığı köreltmektedir.
Bir yazar romanını içtenlikle yazamıyor ve yasaklara gebe kalıyorsa, kitaplarına “yasak” çıkıyorsa! Hangi, önsöz ile dünyaya özgürlüğü anlatabilirsiniz ki?
Tiyatro kurumlarının sorunlarına yönelik çalışmalar yapmak yerine, özelleştirilme yapılıp yürürlüğe konulan yönetmelikle organizasyon yapısı değiştiriliyorsa, repertuvar oluşturma görevini sanat yönetmeninden alınarak atanmış olacak olan bir bürokrata veriliyorsa, o sahneler o oyunlar, emeğin yeri olan tiyatrolar sanatta, “özgürlüğü” sahnelendiremiyorsa eğer, seyircisi ile arasına duvarlar ören yasalarla ne kadar “özgür” bir sanattan söz edilebilirsiniz ki?
Bir karikatürist betimlediği bir çiziminden dolayı eleştirilere maruz kalıyorsa, özgürlüğü esaret oluyorsa karikatürlerden rahatsızlık duyacak kadar yerilmekten çekinen insanlar varsa, sanatın farklılıklarından nasıl söz edilebilirsiniz ki?
Sanat aydınlıktır. Sanatın dallarında birçok özgürlük vardır bu dalları keserek sanatı yok etmeye çalışmak insanlığı köreltmektir.
…
“Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Yazılarınızı çok beğenerek okuyor ve takip ediyorum başarılarınızın devamı dilerim.