Tıp fakültesini bitirdikten sonra hemen askere gitmiş, askerlik dönüşü bir süre pratisyen olarak çalıştıktan sonra ihtisas yapmaya karar vermiştim. Fakat o sıralar şimdiki gibi “Tıpta Uzmanlık Sınavı” gibi ortak bir uzmanlığa giriş sınavı yoktu. Uzman olmak isteyen doktorlar bakanlığın açtığı bir sınava giriyorlardı. Bu çok saçma ve adaletsiz bir sınavdı. O kadar ki 100 üzerinden 100 alan bir genç doktor sınavı kaybedebiliyordu. Çünkü daha önce doğuda çalışan doktorlara ay başına bir puan avantaj tanınıyordu. Söz gelimi doğuda üç yıl çalışmış biri o sınava cebinde 36 puanla giriyor, sınavdan 65 bile alsa, toplamda 101 puana ulaşarak, 100 puan alanın önüne geçiyordu. Siz ağzınızla kuş tutsanız sınavı kazanamıyordunuz.
Bazı Anlar Gelir Ki
Hayatta bir şeyler olmadığında
birini suçlayacaksan
o vakit aynalara bakmayacaksın
Unutma kalbin çok kırılgan
üzülsün istemiyorsan
hiç düşünmeden sonunu
pişman olacağın yolu seçmeyeceksin
Seni Unuttum Sanma
Halinden haber almıyorsam,
Seni unuttum sanma.
Gözlerini görürsem,
O gamlar,
Hüzünler,
Arı sürüsü olarak
Kalbimi sokuyorlar.
O geçmiş günlerin anıları,
Harabe kerpici gibi
Sökülüyorlar.