Son yıllarda bilgi ve iletişim teknlojilerinde yaşanan gelişmeler sosyal ve kurumsal yapıyı kökten değişmeye zorluyor. Nasıl ki matbaanın icatından sonra okuma–yazma bilmeyenler cehaletle yüzleşmek zorunda kaldıysa, günümüzde bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanamayanlar / kullanmayanların cehaletle karşı karşıya kalacaklarını kestirmek güç olmasa gerek. Bu bakımdan bilgi ve iletişim teknolojileri ülkeler açısından kalkınmada önemli fırsatlar sunmakla birlikte sayısal uçurum gibi büyük tehditleri de içerisinde barındırıyor.
Babam için…
“Kış başlıyor sevgilim,
hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor”*
Yıllardır yeni yıla girerken değişik bir gülümseme belirir yüzümde, hani papatyalar açar, kelebekler konar, misk ve amber kokuları dolar odama ve buna benzer bir sürü tumturaklı söylemler vs. Kendimi eşsiz insan Murathan Mungan’ın Yalnız Bir Opera’sını okurken bulurum odamın en mahrem köşesinde her bir cümlenin yarattığı balyoz etkisinin kelebek etkisine dönüşmesini bekler, sonrada kendi kendime gülümserim..
“Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
oysa yapacak ne çok şey vardı
ve ne kadar az zaman”*
Esersiz Portrem
İnancım sonsuz arkadaşım
Böylesine susamışım
Bir Nazım olmuşum sanırsın
Suskunum nedendir bilmem ama
Bilirim coşacağım o ülkemin
Mavi denizlerini
Bir de leş kargaları uçar üzerimde
Biri değil bini gelse ne yazar
Destanlar yazmışım ben mabedimde