Müzik Dinlemenin En Hızlı ve En Kolay Yolu

Müzik Dinlemenin En Hızlı ve En Kolay YoluHangimiz müzik dinlemeyi sevmeyiz ki? Kimi zaman bir kaç dakikalık mp3 için saatlerce araştırma yaparız, bilgisayarımızın başına gelmedik kalmaz zararlı internet siteleri yüzünden. Fizy ile bu sorunu çözümlüyoruz. Müzik dinlemenin en hızlı ve en kolay yolu sloganıyla yola çıkan Fizy hizmete gireli kısa bir süre olmasına rağmen İnternet dünyasında iyi bir konum elde etmeyi başardı. Gelin kullanıcılar onu nasıl tanımlıyor bir göz atalım:

Okumaya devam et “Müzik Dinlemenin En Hızlı ve En Kolay Yolu”

Sosyal Medyanın Kişiselleştirilmesi

Yakın arkadaşlarımdan birinin doğum günüydü geçenlerde. Doğum günü mesajımı iletmek için Facebook profiline girip baktığımda doğum günü mesajlarının sıralandığını gördüm. Dedim ki müşterisi olduğum markalar neden sosyal ağları bu bağlamda kullanmıyorlar da hala e-mailden ya da cep telefonumuzdan sıradan, herkese gönderdikleri otomatik hazır mesajları gönderiyorlar. Kendimizi özel hissetmemizi sağlamıyorlar. Sosyal medyanın kişiselleştirilmesi adına firmaların çok yetersiz kaldığını düşünüyorum. Artık bir çok firmanın Facebook, Twitter, Friendfeed gibi sosyal medya hesaplarında bir çok kampanya düzenleniyor. Ama bu konuda eksik görüyorum gerçekten.

Okumaya devam et “Sosyal Medyanın Kişiselleştirilmesi”

Süper Baba

1990’lı yıllardı. Çocuktum. Seksenlerin kargaşasından çıkıp kendine yeni yollar çizmek için çırpınan bir ülkede büyüyorduk. Oyunlar oynamak için beton binalar arasında boş arsalar arıyorduk. Topumuz caddeye kaçarsa çok dikkatli olmak zorundaydık, çünkü her an hızla gelen bir araba topumuzla birlikte bizi de ezebilirdi. Yabancılarla konuşmamalı, evin önünden fazla uzaklaşmamalıydık. Öyle ki karşı caddede, yani elli metre ötemizde oyun oynayan çocukların yanına gidemezdik, çünkü etraf tehlikeliydi.

Hava kararmadan eve girmeliydik, çünkü belli bir saatten sonra sokaklar çocuklar için tekinsizdi. Oysa her şey, hayatlarımız, alışkanlıklarımız, ayakkabılarımız, dinlediğimiz müzikler, yürüdüğümüz sokaklar git gide modernleşiyordu. Özal Türkiye’siyle yeterince çağ atlamış, ölümünün ardından Demirel gelmişti. Karayolları örüyordu bu amcalar bizler için. Taş duvarları çoğaltıyorlardı. Bir yandan özel kanallar açılıyor, diğer yandan otel odalarında şairler, yazarlar, aydınlar yakılıyor ya da evlerinin önünde suikasta uğruyorlardı. Akşamları ailecek televizyon karşısına geçip, naklen yayınlarda savaşlar izlemiş tuhaf bir toplumun çocuklarıydık işte.

Okumaya devam et “Süper Baba”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024