Bir parça koptu yüreğimden,
Aldı götürdü beni derinlere
Senden bana gelen ne varsa,
Geri aldın hepsini kendine…
Almak ile yetinmedin sadece,
Böldün beni parça parça
Dağıldım her bir yere,
Sen nerede ben nerede…
Bir parça koptu yüreğimden,
Aldı götürdü beni derinlere
Senden bana gelen ne varsa,
Geri aldın hepsini kendine…
Almak ile yetinmedin sadece,
Böldün beni parça parça
Dağıldım her bir yere,
Sen nerede ben nerede…
mutluyum ölesiyee hem de öylesine çok ki :)
hayatımda ne mi var beni mutlu eden ne mi?
hiç…
hiçlik…
gerçekten hiç bir şeyim yok ki benim
kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insan korkmaz…
işte ben korkmuyorum çünkü kaybedecek hiç bi’ şeyim yok benim..
Tüketmek için bunca acele ettiğiniz takvim yapraklarına, hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara, bu rutin çarka şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz? Ne kadarı sizin hayatınız? Başkalarının hayatlarını mı yaşıyorsunuz, başkaları mı sizin hayatınızı yaşıyor yoksa?
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheciler olmayı öğrenir bu rutini yaşarken… Ve bu o kadar yavaş, o kadar küçük dozlarda olur ki, başına gelene karşı asla uyanık değilsindir… Bu gerçekleştiğinde, artık çok geçtir… İnsanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli derler…
Okumaya devam et “Bazı Kumdan Kaleler, Denize Karışıp Gitmeyi Çoktan Haketmedi mi?”