Olur mu demeyin. Yol yorgunuyum. Sanki çok çok uzak diyarlardan gelmiş gibiyim. Ve mücadeleler vermişim de sona ulaşmışım. Ne sona ulaşması; hala baştayım, biliyorum. Ama bedenim aklımdan farklı… O daha bitkin, yorgun, soluk gibi… Çareler arıyor, iyileşmeye çabalıyor. “Kendine iyi bak” cümlesini kullanmayın sakın bana. Sevmiyorum oldum olası bu cümleyi. Samimi bulmadığımdan mı, nedendir bilemiyorum.
Pes Etmek Yok!
Bir sokak kedisi istemezse, onu hiçbir insan bulamaz. Hatta benim gibiyse, alışveriş merkezlerinizde dolaşıp, toplu taşıma araçlarınızla gezer tozar; ruhunuz duymaz… Bütün iş, doğru zamanlama, hız ve soğukkanlılıkta.
Geçen hafta Karaköy tayfasından, Daçmin’i ziyaret ettim. Adı gibi egzotik zevkleri var. Önce İstanbul Modern’i gezdik. İnsanlara Perşembe günleri bedava, fakat yine de buraları hep tenha. İçeri sızmak için alt kapıyı kullandık, otomatik kapıyı kolayca atlattık. Öyle eserler var ki orada bazıları beni içine çekiyor. Bakarken dakikalar uçup gidiyor.
Her Bitiş, Bir Başlangıçtır Aslında…
Çıkıp gider hayatımızdan bir şeyler bazen… Dur diyemeyeceğimiz, gitme diyemeyeceğimiz. Bu maalesef hep böyledir. İstesek de istemesek de ben gidiyorum derler. Bazen büyük acılarla, bazense sessizce terk ediliriz. Mutluluklarımız, sevdiğimiz insanlar, bazense bize anlam katan başka şeyler. Giderler… Zor gelir sevdiklerimizi geride bırakmak. Acıtır ister istemez. Paralar, umutlar, insanlar, sevgiler, aşklar, başarılar, duygular ve niceleri. Niceleri çıkar hayatımızdan bazen. Okumaya devam et “Her Bitiş, Bir Başlangıçtır Aslında…”