Sürekli Giden Adam

Sürekli Giden AdamKütüphanenin düzenli raflarının arasındaki kadın, ağzımdan çıkan kelimeler karşısında şaşkınlığını gizleyememişti. Gözleri dolmuş olacak ki, bana belli etmemek için rafa doğru dönüp, elleriyle kitapları oymaya başladı. Boğazında bir yutkunma hissi olmasa söylemek istediği yüzlerce şey vardı. Kesinlikle bir şeyler söylemeliydi. Küfür bile edebilirdi ve en önemlisi susabilirdi. Ama… Onu tanıdığım için, susmayacağını biliyordum…

Okumaya devam et “Sürekli Giden Adam”

Duygular Kalpte mi, Beyinde mi?

Duygular Kalpte mi, Beyinde mi?Yazıya şöyle bir soruyla başlamak istiyorum: Yaşamı daha değerli ve daha anlamlı kılan duygularımız acaba ne derece genlerin etkisindedir, örneğin insanların birbirine küsmesinin genetik bir nedeni var mıdır?

Aslında küsme bir kırılganlık işaretidir ve kırılma duygusunun doğurduğu bir tepki veya davranış biçimidir. Kırgınlığın şiddetine göre, kişi kendine, dostlarına ve hatta tüm dünyaya küsebilir ve bu duygusal tepkiyi kısa veya uzun süre götürebilir. Kırılma, acı ve aşkla birlikte ruhsal dengemizi en çok etkileyen üç duygudan biridir.

Okumaya devam et “Duygular Kalpte mi, Beyinde mi?”

Ben ve An’larım

Ben ve An'larımBenim en güzel hikayemdir çocukluğum. Umarsızca sokakta saklambaç oynadığım, kaygıların, sorumlulukların olmadığı, tümüyle gerçek ve karşılıksız dostluklarla yüklü, bir sakıza tav olan ben. Anlar, zamanla yaşadığımız parçalar ve hayatsa bunların kitaba çevrildiği başarılı bir yapıttır bana göre. İçindekiler sayfası en son yazılan ve düzeltme, tekrar okuma şansımız olmayan kişiye özel ve herkesin sahip olduğu bir yapıt ki asla din, dil, ırk, iyi, kötü, çirkin ayrımı olmayan tek şeydir bana göre hayat.

Okumaya devam et “Ben ve An’larım”