Zamanın birinde bir ülke varmış. Her türlü ikiye bölünürmüş, %50-50 olmak üzere. Bölünmelerin biri biter biri başlarmış. Öyle böyle bi ülke değilmiş. Diğer ülkelerden birinin başına gelse bu bölünmeler anında ortadan ikiye ayrılırmış o ülke ama bu ülkenin maşallahı varmış.
Futbol bölünmesinden tutun mezhep bölünmesine, siyasi bölünmeden tutun da giyinme bölünmesine her zaman iki farklı görüşün çatışmalarıyla, ağız dalaşlarıyla sürekli gerginlik içinde yaşayıp giderlermiş.
Telaşın yalnızlığından mı yoksa, taşıdığın maskelerinden mi?
Yağmur berekettir. Nisan yağmurları bunun yanı sıra, şifa kaynağıdır. Dertlere deva olur. Tüm ay boyunca sürmesi beklenir. Doğanın uyanmasını sağlar; böylece suyun mucizesi bir kez daha kendini gösterir. Ağaçlar yeşerir, bitkiler ve meyveler ortaya çıkmaya başlar. Her yerde başka bir güzellik vardır. İstanbul’da laleler kraliçedir. İzmir’de bambaşka çiçekler… Bodrum’da ise, hayat yeni yeni canlanıyordur. Ülkemin her yanında telaş başlamıştır yağmurlarla. Çiftçinin yüzünü güldürür, toprağa verim katar bu güzelim yağmurlar.