Dalgaların sesinde uyumak huzur veriyordu bana, kıyıya vuran her dalga bir kötülüğü götürüyordu sanki bu dünyadan. Deniz tüm kötülükleri teker teker içine çekerek yok ediyordu. Derin derin nefes almaya başladım. Denizin kokusunu içime çekmek, içim denizle dolarak uyumak, ah ne kadar da güzel olacaktı. Bir türlü uyku alemine geçiş yapamıyordum, tam midemle göğüs kafesimin arasında bir hareketlilik vardı. Belki heyecandı bu, heyecanlanmam için hiçbir sebep yoktu halbuki, hani derler ya; içimde kelebekler uçuyormuş gibi hissediyordum kendimi. Gece ve deniz mi beni başka alemlere götürüyordu? Nasıl da ışıl ışıl dalgalar, gecenin karanlığında bile parlıyorlar, yıldızlar aydan aldığı ışığı bana yansıtıyor sanki.
EnginDergi-s56
EnginDergi / Yıl: 2016 Sayı: 56
EnginDergi’nin elli altıncı sayısı yayında… Okumaya devam et “EnginDergi-s56”
Küçük Kadının Umudu
Yarı rüyada yarı uyanık araladım gözlerimi, ılık bir ıslaklık vardı bacaklarımın arasında. Sağ tarafımda uyuyan kardeşimin altını yokladım usulca, kuruydu. Sol tarafımdakine baktım, o da öyle. Utanç içinde kaldım, onlar değildi, bendim gece altına kaçıran. Hava aydınlanmaya başlamıştı, saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Kıpırdamadan duruyor ve ne yapacağımı düşünüyordum.
Herkes uyanana kadar kurur muydu acaba? Yoksa kalkıp değiştirmeli miydim? Kafamı hafifçe doğrultarak en başta yatan annem ve babama baktım. Fark ederlerdi kalktığımı, hem onlar fark etmese de, altı kardeşimden biri muhakkak uyanırdı.