Rüzgar, ilk dağı aştıktan sonra gür çayırlarda çimenlerle oynaşır, sonra yoluna devam etmek ister; ama ikinci dağı öldür Allah geçemezdi. Dağ, rüzgarın Bilun Kadın’ın olduğu yere geçmesine izin verirse bir akıl bin akla dönüşecek… Dağ bunu bilmez mi?
Geçemediği dağın ardında Bilun Kadın vardı. Rüzgarla gidip gelirdi Bilun Kadın’ın yaşlı aklı. Yaşlı kadın, üç gün hiç uyumadan, hiç susmadan deliler gibi ortada dolanıp bulduğu herkese “Çankırı Konsülü! Çankırı Konsülünü duymadınız mı?” sorusunu sorar ve cevabını beklemeden kendini tarlaların içine sürerdi.
Bu gün affetmek istiyorum evreni…
Yine geldi yılın hüzünlü aylarından bir Eylül ayı. Soğuk havaların, yağmurların, esen rüzgarın habercisi. Her mevsimin kendine özgü bir güzelliği vardır. Heyecan getirir, özletirler kendilerini. Fakat Sonbahar ayrı bir duygusaldır. Tabiatın döküldüğü, insanların zoraki güldüğü mevsimdir.