Pişmanlıklarımız mıdır kalbimizi kıran,
Yoksa onlarla tüm çıplaklığı ile yüzleşmek mi?
Bazen karmaşık ayrıntılarda, bazen anlam dolu anlamsızlıklarda ararız; bir pay çıkarmak isteriz kendimize. Kırmak isteriz kalbimizi, ruhumuzu, acı çektirmek veya…
Ömrümüz boyunca hepimiz birçok kez pişman olacağız, çünkü anı yaşamanın o muazzam büyüsüne yenik düşecek elbet bir gün ruhumuz.
Ne kadar ânı yaşarsak o kadar çok pişman olacağız. Belki de ne kadar çok vazgeçersek yaşamaktan…
“Yaşamak şakaya gelmez
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi mesela
Yaşamın dışında
Ve ötesinde hiçbir şey beklemeden”
demiş Nazım.
Yani bir sincap fındığına pişmanken, bir katil cinayetine, bir eşcinsel bedenine, bir çocuk kırılan oyuncağına, bir diktatör bencilliğine, bir aşık kaderine, şuanda bir yerlerde dalından kopan yaprak rüzgara pişman.
Peki ya umut?
Yaprak daha düşMedi…