Kibriti çaktım omzuma
Gönlümün parçası yangınları besler belki diye
İçimde sütliman bir aşkı büyüttüm
Sanıp derinden o alevi tutuştum
Sanmak mı yanılgıdır aşkın açan o çiçeği
Düş satar gülüşüne
Korkutur, köşe başını bekleyen zaptiyeleri ve adileri
Acısı ağzındadır alev alışı sözlerin
Treni durmaz artık özlemlerin
Hepsini satıp bini bir paraya zaptiyelere
Ardiyelerin gürültülerine bahaneler arayıp
Geri çağırmak mümkün mü o gülüşünü
Ama kırılmıştım bir kere
Işıksız bu gönlüm
Dizlerini büküp çaresiz kalan bir ceylanın iç çekişi karışır rengime
Kırılmıştım
Ama korkmadım, bakıştım
Ölümüme ağzını açmış o Kara’ya
Kabullenen bir bakışla tutuştum
Sessizce beklemeyi yol edinmiş
Boğazında kalmış bir tınının
Kalıp bir beton gibi donmasını
Harcımı fazla karmış Bozkır’ın İşçisi
Boğazımda biriken milyonlarca kelimeyi
Kırmak zor olsun diye
Özlemlerin yokuş yukarı çıktığı bu sabah
Karşıma çıktın
Uyandım
Oturup dizime endişelerini sevdim
Dargın duygularım aralar eksikliğini
Dargın uzandığın dizlerimde
Dokundu içinde milyonlarca duyguya
Betonlaşan harap olan uykuya
İşçisiyim harap olan duyguların
Altında kalır burnumda narin kokun
Gülümser canımı kanatan her Karası
Ayrılık gülümsetir belki ölüm
Terk ettiğim bütün meskenlerin Kara bakışları gülümsetir
Yakınındasın o gülün soldurma
Mutsuzluklarım orada yatan bütün ölüleri sevindirir
Ezilen duygularıma kahkaha atar
Yüzünü kırıklarımla yıkayan ölü sevinçleri
Üzerinde beyaz kefeniyle adeta bir ritüeli karşılar
Sümen edilir duygularım
Dayanmak güç
Patlak veren bir volkan gibi yakarım bozkırı
Omzuma çakıp kibriti
Bir küfür gibi kuyusundayım
Ellerin hani
Oysa ben kendi duygularını boğazında bir kalıp işçisi gibi karardım
Kandırmaca mı, aldatmaca mı
Gövdemde hizaya girmiş o yangın
Üşüdüm o yangını elimle kardım
Kendimi aldatır gibi rengimi kanatır gibi
İnsan önce kendine kanar
Bir kentin yağmalanışı elim değildi
Ayrı döndüğümüz günün sabahı
Böyleydi işte ışığı kendinden doğan bir sevgiyi yaralamak
Tutuşturup bozkırın sahipsiz toprağına fırlatıp atmak
Harcımı sevdayla karan Bozkır İşçisi,
Kurak topraklarda açar mı çiçeğim
Ben harcıyım içine koyduğun öfkenin
Kibriti çakıp omzuma
Saçlarımı yaktın
Çiçeğimi dağlama