Uzun bir süredir yazı yazamıyordum. Her ne hikmetse, cümleler bir türlü yerli yerine oturmuyordu. Kimi zaman, yazının başını getirip sonunu bulamıyordum kimi zaman ise, giriş yapacak bir başlığım bile olmuyordu. Ben klavyenin başına oturup yazmaya çalıştıkça tüm kelimeler aklımdan uçup gitti sanki. Sonra bir korku geldi, yerleşti içime. Ya yazacaklarım artık tükendiyse ya kendimi tekrar etmeye başlarsam…
Bu korkudan sonra bir süre yazmaya ara vermenin doğru olacağını düşündüm. Dönüş zamanı belli olmayan sınırsız bir süre verdim kendime. Bu süre zarfında sadece okudum ve düşüncelerimi dinledim. Sabırla kelimelerimin toparlanacakları zamanı bekledim.
Bir insanın hayatındaki en büyük günah nedir? Hırsızlık? Yalan? Riya? Belki de adam öldürmek… Evet, bunların hepsi büyük dinlerce genel kabul görmüş günahlar. Fakat gözden kaçırılan şudur ki bunlar, günahın kendisi olmaktan ziyade günahın nedenleridir. Bu nedenlerse, günümüzde karakter yapısı olarak adlandırdığımız davranış özelliklerimizden kaynaklanmaktadır.
Başucu kitaplarını romanlara göre oldum olası daha çok severim. Çünkü ne kadar çok okursanız okuyun; içinde her daim öğrenilecek yeni bilgiler bulundurur ve okuduğunuz her defa kalbinizde, aklınızda yeni kapılar açar.