Hastane odasındayız. İki tane pamuk gibi nine yan yana yatıyor. Başlarında ötüp duran makineler, serum şişeleri, bağlantı kabloları… Hepsi, arka fona çözülmesi zor gibi duran, bir karışıklık veriyor. Teyzelerden biri tanıdık; eski komşularımızdan. Hastaneye geliş amacımızda, onu ziyaret etmek zaten. Diğer yatakta ki teyzenin adı ise; Huriye.
Huriye Teyze ile nasıl tanıştığıma gelince; çok da zor olmadı aslında. Odaya girdiğimde, “Geçmiş olsun teyzecim” dememle; kendimi Huriye Teyze’nin yamacında buldum. Okumaya devam et “Sadece Şükretmek”
Kış mevsimini, oldum olası sevememişimdir. Kasvetli ve karanlık gelir bana. Kara kara bulutlar, şehirleri esir alır. Geceler, gündüzden zaman çalıp daha bir erken bastırır. Gündüzün de zaten eski tadı yoktur. Güneş’in yüzünü doya doya göremeyiz. Kısa günlerin gölgesinde, günümüzü geçiririz. Belki de bu sebeptendir ki, kış ayları insanı daha çabuk depresyona sokar. Daha kendini bıkkın ve yorgun hissettirir.
Piramitler, şekil ve yapı itibari ile asırlar boyunca ilgi odağı olmuştur. Çoğu zaman tarih merakı, çoğu zamansa firavun efsaneleri nedeniyle binlerce turist, akın akın piramitleri ziyaret etmektedir. Peki, bu eşsiz yapıları bu kadar gizemli kılan nedir?