Bir varmış bin kere yok olmuş gurur, haset, kin, nefret, ne kadar kirletilmiş duygu varsa ardın sıra götürmüş; çamur özünden ayrılmış, berrak su ve toprak kalmış geriye.
Biz ne çok önemsiyoruz kendimizi, aşktan kaçılırmıymış hiç, sonsuza kadar kirli kalabilirmiymiş ruh. Biz; aciz insanoğlu, betonda yürüyen toprak hasretiyle yaşayan, toprağa varmak mücadelesinden kaçan, bir damla yağmurda ıslanmaktan korkan, bizi biz yapanı ret eden ama dünya yıkılsa burnundan kıl aldırmayan; biz kendimizi ne sanıyoruz böyle, korkulurmuymuş aşktan öyle, kapılıvermişiz dünya haline.