Yaşanmamışlıkları, yaşayabilme ihtimalinin
telaşı içinde boğulduk.
Bir düzlemin en engebeli yoluna düşüp,
sonsuz engellere takılı kaldık.
Öncesi yoktu,
sonrası var olmayacak bir umut boşluğu…
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’25”
Yaşanmamışlıkları, yaşayabilme ihtimalinin
telaşı içinde boğulduk.
Bir düzlemin en engebeli yoluna düşüp,
sonsuz engellere takılı kaldık.
Öncesi yoktu,
sonrası var olmayacak bir umut boşluğu…
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’25”
Bak yine gece oturdu yanı başımıza.
Körpe sözcüklerin tecavüze uğradığı arsız cümleler doğuyor sokak ortasında,
Bir berduşun ağzında, banktaki adamın şarabında, meyhanede bir ayyaşın masasında
Ve içki masasına meze olmuş bir fahişenin koynunda.
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’24”
Sessiz ve küçük adımlardı
Kaldırım taşları oynamıştı yerinden
Sendeledi…
Zaten biraz da kafası kıyaktı
Yığıldı orta yere
Uzandı yıldızların altına…
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’23”