Anaokulundaydım. Çıkış zili çaldı. Bizleri almaya gelecek olan ailelerimizi görmek hevesiyle, kendimizi kaybedercesine çıkış kapısına koşturuyorduk. Aileler ise minik yavrularını kucaklayacak olmanın sevinciyle, bir sürü kırmızı formalının arasından kendi çocuklarını seçebilme çabasındaydılar.
Herkes kucakladı yavrusunu öpücüklerle. Ben de kalabalığın içerisinde kendi ailemden birilerine bakındım meraklı gözlerle. Annem, babam ya da dedem gelmiş olmalıydı. Çocuğunu alan gitti sırasıyla. Geride sadece ben ve çocukluğuma özgü mahzunluğum kalmıştı. Unutulmuştum çünkü. Dedem de beni unutmuştu. Biricik torunuydum ben onun oysa..