“Mübeccel bir kaktüsüm
Unutulduğunda büyüyen!”
Yokluk geçmiş saçlarımdan
Ağlar gibi kıvrılmış tutam tutamım
Orta halim yok
Kederliyim ve yaşlanmış
Unutulmuş aldatılmış biraz aldanılmış
Okumaya devam et “Mübeccel Kaktüs”
Engin Yazı Denizi
“Mübeccel bir kaktüsüm
Unutulduğunda büyüyen!”
Yokluk geçmiş saçlarımdan
Ağlar gibi kıvrılmış tutam tutamım
Orta halim yok
Kederliyim ve yaşlanmış
Unutulmuş aldatılmış biraz aldanılmış
Okumaya devam et “Mübeccel Kaktüs”
Bütün mutsuz tecrübeleri aldım safıma. İhmalkar olmayan bir tutumla ağlıyorum. Sapa yollardan geçerek aylak bir dem vuruyorum. Sonbahar gelmiş, sarı bir kalabalık yerlerde. Oturdum dizlerine. Baktım üstüne arabalar park edilmiş. Kestane ağaçlarını rüzgar savuruyor. Ani bir kızgınlık yaşamış gibi düşüp parçalanıyor. Kestane ağaçları bana tanıdık yâr gibi. Rüzgar saçlarımda. Kaçamak bir ulak gibi. Kıyıda köşede şehrin ıssız bir kimliğinde demleniyorum.
‘Kırık Bir Aşk Hikayesi’ni izler gibi.
Kalbimin üstünü nasıl işgal ediyor bu kement
Vurgun bir ortaçağ senfonisi kulaklarımda
Ellerimde yarım kalan tutuşların
Ağustos bitmiş, eylül gelmiş geçmiş
Mavralar kulaklarımda
Ekim de yitip gidermiş!
Okumaya devam et “Mavralar”