İçinde bulunduğumuz hayat şartlarının yoğunluğuna kapılıp aksattığımız kendimiz, en çok bize biz dokunamıyoruz, sevemiyoruz, vakit ayıramıyoruz.
Her türlü mükemmeliyetçiliğe bürünmüş benliğimiz, ona ördüğümüz zırh içinde çoktan tozlanmadı mı dersiniz? Hangi ruh hapsedildiği camdan fanusu sahiplenip onun şeklini alabilir ya da o şekli alabildikten sonra hala tutkulu bir ruh olarak kalabilir? Okumaya devam et “Ruhuna Dokun”