Dayanılmaz baş ağrısıyla başladım güne. Geceden kalma radyoda ince sesli bir kadın trafik durumunu bildiriyordu. Perdeyi hafif aralayıp pencereyi açtım. Tüm aydınlık bulduğu boşluktan bir anda odayla birlikte içime doldu sanki. Karşı binanın altındaki fırına diktim gözlerimi. Pencereden burnuma vuran taze ekmek kokusu az da olsa yüzümü güldürdü. Yağan yağmur dükkanların saçaklarına mermi gibi düşüyordu. Okumaya devam et “Siyah Beyaz”