Günaydın dedim bu sabah cama vuran yağmur damlalarına. Camı açıp İstanbul’a selam verip, gökyüzüne göz kırptım… Bu sabah farklı her şeyden. Aynaya baktım, ilk defa görür gibi kendimi gözlerim gözlerime takıldı. ‘Ne oluyor sana kuzum’ dedim kendimle alay edercesine… Ne oluyor bana kuzum?
Sır istedim İstanbul’a yağan yağmurdan. Bu sabah ağzını bıçak açmadı yağmurun. Oysa ne sırlar paylaşırdık onunla. Sustu, ısrar ettim. Sustu, suspus oldu. Ben ısrar ettim sustu… Sormadım bir daha ben sustum o gitti…