Yine sen, yine sana diye başladığım bir yazı… ‘umutsuz bir aşka mı düştüm?’ diye kendime sormadan edemiyorum.. umutsuzluğu geçtim de aşka mı düştüm?.. ondan mı canım bu kadar acıdı, ondan mıdır satırlarca seni anlatmak, anlatamamak..
oysa her sabah yüzünü doyasıya seyrederken bin bir hayalin içinde el eleyiz.. etrafımızdaki insanlar yok oluyor ve ben kulağımda çınlayan müzik eşliğinde senin yüzünü, mimiklerini, öksürüşlerini dünyanın en güzel şeyiymiş gibi izliyorum..
Bazen alıp başını gitmek istersin ya bilmediğin diyarlara…
Yağmur, ıslak sokaklar, kalabalıkta oradan oraya koşanlar, kaçışanlar, bir şemsiye altında sarılanlar, hızla gelip geçen arabalar…