Dizelere sığınan
Üç beş mülteci yüreğiz
Şimdi bir çırpıda okusak
Sınır dışı edileceğiz
Satır aralarında nefeslenip
Her cümlede gizleneceğiz
Şairin sözlerini beynimize kazıyıp
Şiirdeki kahramana bürüneceğiz
Dizelere sığınan
Üç beş mülteci yüreğiz
Şimdi bir çırpıda okusak
Sınır dışı edileceğiz
Satır aralarında nefeslenip
Her cümlede gizleneceğiz
Şairin sözlerini beynimize kazıyıp
Şiirdeki kahramana bürüneceğiz
Gece fena yalpalar insan
Düş’e düşer mesela
Durup mavi bir kapıda
Çeker ipini çıngıraklı zilin
Dalar içeri fütursuzca
Başlar masalına
Gölgesi baş misafiridir mesela
Dizeler bağlayıp kanadına
Uçurur kafesteki kuşları
Kapı da açıktır aslında
Çerçeve boş değildir duvarda
Her şey yerli yerinde
Derli topludur odada
Sabahları okula giderken önlüğümü giyer,
Söyleyemediğim kelimeleri düğmelerine iliştirirdim.
Saçlarımı örer sonra ucuna ukdelerimden fiyonk yapardım,
Eksiklerimi teperdim apar topar çantama.
Ayakkabılarım hep sıkardı, cam kırıkları gibi acıtırdı canımı,
Tabanlarımda düş kırıklarım, zil seslerine duymadığım masallardan şarkılar yakıştırırdım.
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’51”