Yollar, son kez yaşama, ölümle meydan okur
Vakit için zorluk çeker bedenler, ruhun kafesine
Ne fayda ki, Ölüm bir sarp çukur gibi, çeker ömrü
Kalbinden tutsan, yıkılış gibi, siyah güllere solar
Sözlerinden çağırsan, vurgun gibi, ak güllere yakar
Kırgındır dikenler, kim bilir toprağına, esir kalır hücrede
Okumaya devam et “Yok Oluş”
Kategori: Şiir
Bu Kırmızı, Ne Kırmızısı?
Şimdi önümde uzun ince bir yol var
Baştan aşağıya kırmızı.
Yol kırmızı, gök kırmızı, güller kırmızı…
Bu kırmızı, ne kırmızısı?
Aşk mı, kahır mı?
Kimler, kimler geçti bu yoldan?
Kim sona ulaştı, kim yarı yolda kaldı?
Kimin yanında kimler vardı?
Yoksa hepsi yalnız mıydı?
Göresim Geldi
Şarıl şarıl akan, dertli pınarı
Kana kana içip, göresim geldi
Yanındaki koca, yaşlı çınarı
Kollarımı açıp sarasım geldi.
Mavi göklerine başımı dikip
O kekik kokulu kırlarda sekip
Davulla zurnayla, halaylar çekip
Köyümün sefasın süresim geldi.