Sessiz İstifa

“Ne Kadar Kıyma o Kadar Köfte” Deyiminin Çalışanların Gözündeki Yeni Adı: “Sessiz İstifa”

Sessiz İstifaTemmuz 2022’de adı konulan, ancak ne olduğuna baktığımızda iş yaşamında öteden beri var olan bir kavramla tanıştık: Sessiz istifa…

En basit ifadeyle; çalışanın iş yerinde sadece kendisine verilen görevleri yapması, kendisinden istenenler dışında iş için fazladan bir çaba göstermemesi, diyebiliriz.

“Sorun ne ki, işte kendisinden bekleneni yapıyor ya!” diyenlerimiz olabilir. Ancak bu durum işletmeler için büyük sorun aslında. İşletmeler ayakta ve hayatta kalabilmek için, var olan rekabet koşullarında öne çıkabilmek için iş yapma biçimlerini, ürün ve hizmetlerini geliştirmek, bir satır üste çıkarmak zorundadırlar. Bunu da ancak, işinde standart görevlerinin ötesine geçen, fazladan çaba gösteren çalışanlarla mümkün olabilir. Aksi taktirde mevcut işleri olağan akışında sürdüren işletmeler bir süre sonra rekabet çarkının dışında kalacak, gerileyecek, küçülecek ve belki de yok olacaktır.

Okumaya devam et “Sessiz İstifa”

İşçisin Sen İşçi Kal…

İşçisin Sen İşçi Kal…Türkiye’deki yönetici grubun, bir türlü kabullenemediği hususlardan biri düpedüz işçi oldukları gerçeğidir. Evet iyi bir eğitim almış olabilirsiniz (ki artık kendini piyasada kabul ettirebilmek için diplomadan çok daha fazlasına ihtiyaç var), şık ve pahalı giyinebilirsiniz ve ortalamanın üzerinde bir yaşam kaliteniz de olabilir (ki ülkemizdeki yöneticilerin çoğunda artık yok) ancak sermayenin sahibi değilseniz, bu sizin işçi olduğunuz gerçeğini değiştirmez. O nedenle de yönettiğiniz diğer işçilere sermayedar gibi bakıp öyle davranmayın.

Oysa bizim işletmelerimizde ilk kademeden en tepeye kadar yönetim görevi üstlenen insanlarımızın büyük çoğunluğu, yöneticiliği işçilerden farklı bir sınıf gibi görüyor ve çalışanlarına bu farklılıktan yola çıkarak davranıyor.

Okumaya devam et “İşçisin Sen İşçi Kal…”

Hayat Sona Erdiğinde Kimi Sorumlu Tutacağız?

Hayat Sona Erdiğinde Kimi Sorumlu Tutacağız?Yaşadığımız üzüntülerin, ulaşamadığımız hedeflerin, uğradığımız başarısızlıkların ve hayal kırıklıklarının sorumluluğunu hep başkalarına yüklüyoruz. Kendimizce sorumlular buluyoruz sorunlarımıza.

Kariyerimizi erken bitirmenin sorumlusu çocuklarımız, iyi bir eğitim alamadığımız için hayal ettiğimiz yerlere gelemememizin sorumlusu annemiz babamız, istediğimiz okulu okuyamamış olmamızın sorumlusu eğitim sistemi, kadınlara/erkeklere temkinli yaklaşmamızın sorumlusu bizi üzen ilk aşkımız, hak ettiğimiz konuma başka arkadaşımızın getirilmesinin sorumlusu patronumuz, yöneticimiz, sınıfta kalmışsak sorumlusu hocamız…

Okumaya devam et “Hayat Sona Erdiğinde Kimi Sorumlu Tutacağız?”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024